MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Sanığın yokluğunda verilen 9.5.2011 günlü kararın, sanığa Ceza İnfaz Kurumunda 24.5.2011 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın 25.5.2011 tarihinde hükmü temyiz ettiği, mahkemece temyiz harcını ödemesi için çıkarılan muhtıranın 14.6.2011 tarihinde sanığa tebliğ edildiği ve sanığın muhtırada bildirilen 7 günlük süre geçtikten sonra 24.6.2011 tarihinde temyiz harcını yatırdığı, ancak temyiz harcına ilişkin düzenlemenin Anayasa Mahkemesinin 20.11.2011 tarih ve 2011/54-142 karar sayılı hükmüyle iptal edilmiş olduğunun anlaşılması karşısında, mahkemece 29.6.2011 tarihli temyiz talebinin reddine dair ek kararının kaldırılarak, sanığın 25.5.2011 tarihli temyiz talebini içerir dilekçesinin süresinde ve geçerli olduğuna karar verilerek yapılan incelemede;Müştekinin 27.4.2010 tarihli soruşturma aşamasındaki beyanına göre, olay günü sanık ile buluşarak ismini hatırlamadığı Unlu Mamüller üzerine bir işyerinde oturdukları, bu sırada bir arkadaşlarının telefonla müştekiyi arayarak nerede olduklarını sorduğu, bu sırada sanığın suça konu telefonu müştekinin elinden alarak telefondaki şahıs ile konuşmaya başladığı ve “arkadaş burayı bulamadı ben aşağıdan onu alıp geleceğim” diyerek ve konuşmaya devam etmek suretiyle suça konu cep telefonunu çalıp geri getirmediğinin anlaşılması karşısında sanık hakkında eylemine uyan bina içinde hırsızlık suçu nedeniyle TCK nın 142/1-b maddesi yerine aynı Yasanın 141/1 maddesi ile hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;Bu dava sebebiyle yapılan 18,00 TL davetiye giderinin 6352 sayılı yasanın 100. maddesi ile CMK'nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğunun ve bu nedenle sanığa yargılama gideri olarak yükletilmeyeceğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'in temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, “bu dava sebebiyle yapılan 18,00 TL davetiye giderinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması nedeniyle 5271 sayılı CMK'nun 324/4. maddesi uyarınca Devlet Hazinesine yüklenmesine” ibaresi eklenmek suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.