Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2053 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22002 - Esas Yıl 2012





Hırsızlık suçundan sanık ...'ın 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 491/2 ve 522. maddeleri gereğince 2 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Asliye Ceza Mahkemesinin 22/11/2007 tarihli ve 2005/257 esas, 2007/385 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 13/09/2012 tarih ve 2008/14447/51763 sayılı Kanun Yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/10/2012 tarih ve 2012/245223 sayılı ihbarnamesiyle dairemize gönderilmekle incelendi.MEZKUR İHBARNAMEDEDosya kapsamına göre, 1-Kayden 15/02/1987 doğumlu olup, suçun islendiği 08/02/2005 tarihinde 18 yasını ikmâl etmediği anlaşılan sanığın üzerine atılı hırsızlık suçunu düzenleyen gerek 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 491/2, gerekse 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/1-e maddelerinde öngörülen müeyyidenin alt sınırının iki yılı aşmaması karşısında, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 24. maddesi uyarınca uzlaşma kapsamında bulunduğu cihetle, öncelikle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinde,2-Suçun işlendiği tarihte 18 yaşını ikmâl etmediği anlaşılan sanık hakkında tayin olunan cezadan, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 55/3. maddesi gereğince indirim yapılmamış bulunulmasında,3-5395 say??lı Kanun'un suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 23/1. maddesinde yer alan "Çocuğa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda belirlenen ceza, en çok üç yıla kadar (üç yıl dahil) hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir" şeklindeki düzenleme karşısında, sanık hakkında anılan hükmün uygulanması hususu tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesinde,4-Yakınanın kolluktaki anlatımında, otomobilinin kapılarını kilitlediğini ve aracın kendisi dışında başka birinde anahtarlarının bulunmadığını söylemesi, Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğü tarafından çekilen fotoğrafta anahtarın kontağa takılı durumda bulunduğunun görülmesi, suça konu otomobile ilişkin olarak düzenlenen "Olay Yeri inceleme Raporu" içeriğinde ise kapılarında zorlama olmayan otomobilin kontağında anahtar bulunduğunun açıklanması karşısında, sanığın eyleminin 765 sayılı TCY'nın 493/2 (5237 sayılı TCY'nın ise 142/1-d) maddesine uyan hırsızlık suçunu oluşturduğu halde yazılı biçimde hükümlülük kararı verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşılmış olmakla, GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: I-5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 24. maddesi uyarınca uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkin kanun yararına bozma talebinin incelenmesinde;Şikayetçinin kolluktaki anlatımında, otomobilinin kapılarını kilitlediğini ve aracın kendisi dışında başka birinde anahtarının bulunmadığını söylemesi, Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğü tarafından çekilen fotoğrafta anahtarın kontağa takılı durumda bulunduğunun görülmesi, suça konu otomobile ilişkin olarak düzenlenen 'Olay Yeri İnceleme Raporu' içeriğinde ise kapılarında zorlama olmayan otomobilin kontağında anahtar bulunduğunun açıklanması karşısında, sanığın eyleminin 765 sayılı TCK'nın 493/2 ( 5237 sayılı TCK'nın ise 142/2-d ) maddesine uyan hırsızlık suçunu oluşturduğu anlaşıldığından, anılan maddelerde öngörülen cezaların alt sınırı ve sanığın yaşı gözetildiğinde 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 24. maddesi uyarınca uzlaşma hükümlerinin uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından bu konudaki kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,2-Mezkur ihbarnamenin iki, üç ve dört numaralı bentlerinde yazılı kanun yararına bozma taleplerinin incelenmesinde;Kanun yararına bozma talebine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı incelenen dosya içeriğine göre rededilen neden dışında yerinde görüldüğünden kabulü ile hırsızlık suçundan sanık ...'ın 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 491/2 522. maddeleri gereğince 2 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Selçuk Asliye Ceza Mahkemesinin 22/11/2007 tarihli ve 2005/527 esas, 2007/385 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK'un 326/son maddesi gereğince ceza süresi yönünden kazanılmış hakkın korunmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalli mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.