MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:A-O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz isteminin incelemesinde:5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollaması ile 1412 Sayılı CMUK'un 310/1 maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra O yer Cumhuriyet Savcısının hükmü temyiz ettiği anlaşıldığından, anılan Yasanın 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak temyiz isteminin REDDİNE,B-Sanıklar Haşim ve Gökay hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin incelemesinde:İddianamede TCK'nın 143. maddesinin de talep edilmiş olması karşısında mahkemece bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanıklar ... müdafii ile ...'in temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, C-Sanıklar ... ve ... hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçudan kurulan hükümlerin incelemesinde:İddianamede TCK'nın 116/4 maddesinin de talep edilmiş olması karşısında mahkemece bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;Konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK’nın 119/1-c maddesinin uygulanması sonucu belirlenmesi gereken hapis cezasının 12 ay yerine hesap hatası sonucu 2 yıl olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... müdafii ile ...'in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sonuç cezanın 12 ay olarak belirlenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, D-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında kurulan hükümlerin incelemesinde:Suça sürüklenen çocuğun inkara yönelik savunmasına, oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; suça sürüklenen çocuğun atılı suçları işlediğine veya diğer sanıkların suçuna iştirak ettiğine dair diğer sanıkların atf-ı cürüm niteliğindeki beyanları dışında mahkumiyetine yeter kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre ise;1-Konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK’nın 119/1-c maddesinin uygulanması sonucu belirlenmesi gereken hapis cezasının 8 ay yerine hesap hatası sonucu 1 yıl 4 ay olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini,2-TCK'nın 53/4 maddesi gereğince suça sürüklenen çocuk hakkında TCK'nın 53. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,3-Mala zarar verme suçu açısından suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde 18 yaşını tamamlamamış olması ve daha önce hapis cezasına mahkum edilmediğinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesi gereğince, hükmedilen kısa süreli hapis cezasının aynı Kanunun 50/1. maddesinde öngörülen seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi,4-İddianamede TCK'nın 143, 116/4 maddelerinin de talep edilmiş olması karşısında mahkemece bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, ceza süresi yönünden suça sürüklenen çocuğun kazanılmış hakkının gözetilmesine, 09/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.