Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19268 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 33142 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:A- Sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun sanık ve suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;1- Sanık ...'ın yerel mahkeme tarafından mahkumiyet kararının verildiği 09.07.2013 tarihinde aynı yıl içerisinde işlediği diğer suçların kesinleşmediği, Anayasanın 38/4. maddesi ışığında kesinleşmiş yargı kararı olmadıkça işlenmiş bir suçtan söz edilemeyeceği gözetilmeden sanığın henüz yargılama aşamasında bulunan eylemleri nedeniyle TCK'nın 6/1-h. maddesi gereğince itiyadi suçlu kabul edilerek TCK'nın 58/9. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi,2- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58/5. maddesi uyarınca tekerrür hükmünün uygulanmayacağının gözetilmemesi3-Suç tarihi itibariyle 18 yaşını ikmal etmemiş suça sürüklenen çocuk ... hakkında TCK'nın 53/4. maddesi hükmü gereği 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin ve Üst Cumhuriyet Savcısının temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle itiraz istemine uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık Hakan Bayrak hakkındaki hüküm fıkrasından TCK’nın 58/9. maddesinin uygulanmasına ilişkin, suça sürüklenen çocuk ... hakkındaki hüküm fıkrasından "TCK’nın 53/1. ve 58/9. maddelerinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin çıkarılması suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,B- Suça sürüklenen çocuk ... ve sanık ... hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçların suça sürüklenen çocuk ve sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak;1- Müştekinin tüm zaranının soruşturma aşamasında giderildiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK'nın 168/1. maddesi uyarınca hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından yapılan etkin pişmanlık indirim oranının hak ve adalet ilkesi gereğince aynı kanunun 168/2. maddesinde belirtilen 1/2 indirim oranından fazla olması gerektiği gözetilmeden yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde uygulama yapılması,2- Sanık ...'ın yerel mahkeme tarafından mahkumiyet kararının verildiği 09.07.2013 tarihinde aynı yıl içerisinde işlediği diğer suçlarının kesinleşmediği, Anayasanın 38/4. maddesi ışığında kesinleşmiş yargı kararı olmadıkça işlenmiş bir suçtan söz edilemeyeceği gözetilmeden sanığın henüz yargılama aşamasında bulunan eylemleri nedeniyle TCK'nın 6/1-h. maddesi gereğince itiyadi suçlu kabul edilerek TCK'nın 58/9. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi,3- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58/5. maddesi uyarınca tekerrür hükmünün uygulanmayacağının gözetilmemesi,4- Suç tarihi itibariyle 18 yaşını ikmal etmemiş suça sürüklenen çocuk ... hakkında TCK'nın 53/4. maddesi hükmü gereği 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,5- Gerekçeli karar başlığında suça sürüklenen çocuk ...'nın mağdurun isminin ve kimlik bilgilerinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 232/2-b maddesine aykırı davranılması,6- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından hüküm kurulurken 5237 sayılı TCK'nın 31/3. maddesinin 168. maddesinden sonra uygulanması suretiyle anılan yasanın 61. maddesine aykırı davranılması,7- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçunu aynı müştekiye karşı iki kez işlediğinden bahisle zincirleme suç hükümleri gereği verilen cezadan 5237 sayılı TCK.'nın 43/1. maddesi gereğince 1/4 oranında indirim yapılmışken hırsızlık suçunu da iki kez işlemesine rağmen üç kez işlediği belirtilerek bu kez 5237 sayılı TCK.'nın 43/1. maddesinden 1/2 oranında arttırım yapılmak suretiyle çelişki yaratılması,Kabule Göre de; 8- Sanık ve suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan hüküm kurulurken 4 yıl 6 ay hapis cezasından 5237 sayılı TCK'nın 168/1. fıkrası gereğince 1/2 oranında indirim yapıldığı sırada hesap hatası yapılarak sonuç cezanın 2 yıl 3 ay yerine 1 yıl 9 ay olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin ve üst Cumhuriyet Savcısının temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle itiraz istemine uygun olarak BOZULMASINA, 07.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.