MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal etme, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Suça sürüklenen çocuk ...'nın katılanlar ...'a karşı mala zarar verme, ...'ya karşı birden fazla kişi tarafından konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından, sanık ...'un ...'a karşı birden fazla kişi tarafından konut dokunulmazlığını ihlal, ...'ya karşı mala zarar verme suçlarından zamanaşımı süresi içerisinde işlem yapılması mümkün görülmüştür.Sanıkların..... marka araçtan çaldıkları teybi sattığı yeri söyleyerek suç konusu eşyanın ele geçmesini sağlamış iseler de suça konu eşyayı satın alanın iyiniyetli olduğunun kabulü halinde ödediği paranın kendisine iade edilmesi, kötüniyetli olduğunun kabulü halinde satın alandan elde ettiği parayı kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi durumunda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabileceği, ayrıca çalınan teybin mağdurunun tespit edilememiş olması ve sanıkların herhangi bir ödemede bulunmamış olmaları karşısında haklarında TCK'nın 168/1. maddesinin uygulanma şartları oluşmamakla tebliğnamedeki bu hususta bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.Suça sürüklenen çocuk hakkındaki yargılamada 5271 sayılı CMK'nın 185. maddesi hükmü gereğince duruşmaların kapalı yapılması gerekirken, buna uyulmayıp duruşmanın açık yapılması, telafisi mümkün görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.I-Suça sürüklenen çocuk ...'nın katılan ...'e karşı mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;14.04.2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Yasanın 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 2. maddesi uyarınca, hapis cezasından çevrilenler hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirasına kadar olan (üçbin Türk Lirası dahil) mahkumiyet hükümleri kesin olup, hüküm tarihi, cezanın türü ve miktarı itibariyle hükmün temyizi olanaklı olmadığından suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,,II-Suça sürüklenen çocuk ...'nın katılan ...'e karşı hırsızlık, ... marka aracla ilgili hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde; Sanık hakkında katılan ...'e yönelik hırsızlık ve sahibi belli olmayan .... Marka araçtan hırsızlık suçları nedeniyle nedeniyle TCK.nun 142/1-b, 143. Maddeleri gereğince hükmedilen 2 yıl 4 ay hapis cezalarının TCK.nun 31/3. Maddesiyle 1/3 oranında indirim yapılırken 1 yıl 6 ay 20 gün yerine, 18 ay 20 gün; sonuç cezaların da 1 yıl 3 ay 16 gün yerine 15 ay 16 gün, olarak belirlenmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suça sürüklenen çocuk ... ve sanık ... müdafiilerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye kısmen aykırı olarak ONANMASINA,III-Suça sürüklenen çocuk ...'nın katılan ...'a karşı hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, katılan ...'ya karşı hırsızlık, mağdur ...'a karşı konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde; Katılan ...'a karşı konut dokunulmazlığını ihlal suçunda hüküm kurulurken suça sürüklenen çocuğun sabit kabul edilen eyleminin asıl cezasına TCK'nın 119/1-c maddesi gereğince bir kat arttırım yapılmak suretiyle 2 yıl olarak belirlenip TCK'nın 31/3. maddesi uyarınca hapis cezası 1 yıl 4 ay olarak belirlenip, TCK'nın 62/1. maddesi gereğince de 1/6 oranında indirim sonucu 1 yıl 1 ay 10 gün olarak belirleneceğinden ve aksi hal sanığın; önceki yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkan hafif sonuç cezadan, ikinci kez mahkumiyetin sonuçlarını da kapsayacak şekilde yararlandırılmasını sağlayacak, suça sürüklenen çocuk ...'nın daha önce bir kez tanınmış olan atıfet genişletilmek suretiyle hakkaniyete aykırı sonuçların doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin zedelenmesine yol açılmış olacağından, hükmolunması gereken ceza miktarı itibariyle, 5271 sayılı 50/1. maddesi gereğince adli para cezasına veya seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesine olanak bulunmadığından tebliğnamedeki bu hususta bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.1-Suça sürüklenen çocuk hakkında katılan ...'a yönelik hırsızlığa teşebbüs, ...'ya yönelik hırsızlığa teşebbüs suçlarından dolayı sonuç olarak tayin edilen 1 yılın altındaki kısa süreli hapis cezalarının, daha önce hapis cezası ile mahkûm olmayan ve suç tarihinde 18 yaşını ikmal etmemiş sanık hakkında 5237 sayılı TCK nun 50/3. maddesi gereğince, anılan maddenin 1. fıkrası bentlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, 2-Suça sürüklenen çocuğun katılan ...'a yönelik konut dokunulmazlığını bozma eylemini diğer sanıkla birlikte işlemesine karşın, hakkında TCK.nun 119/1-c maddesinin uygulanmaması 3-Suça sürüklenen çocuğun sabıka kaydında geçen önceki ilamın, hüküm niteliğinde bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olması, Suça sürüklenen çocuğunn katılan ...'a ve mağdur ...'a yönelik konut dokunulmazlığını bozma suçlarının niteliği gereği ancak manevi zarar doğurabileceği ve bu zararın somut nitelikte bulunmaması, sanık hakkında lehe olduğundan kuşku bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5237 sayılı TCK nun 50 ve 51 maddelerinde düzenlenmiş cezanın kişiselleştirilmesi normlarından önce ve re’sen tartışılması gerektiği de dikkate alınarak, hakkında TCK.nun 62. maddesi tatbik edilen suça sürüklenen çocuk hakkındaki cezaların TCK.nun 51. maddesi uyarınca ileride suç işlemeyeceği kanaatine varılarak ertelenmesi gözönüne alındığında, hükümde çelişki yaratacak biçimde, CMK'nun 231. maddesinin uygulanmasına karar verecek biçimde yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmadığın biçimindeki gerekçeyle CMK nun 231/5 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,Kabule Göre de;Suça sürüklenen çocuk hakkında katılan ...'a yönelik konut dokunulmazlığını ihlal suçu nedeniyle nedeniyle TCK.nun 116/4, 119/1-c. maddeleri gereğince hükmedilen 2 yıl hapis cezasının TCK.nun 31/3. maddesiyle 1/3 oranında indirim yapılırken 1 yıl 4 ay yerine, 16 ay; sonuç cezanın da 1 yıl 1 ay 10 gün yerine 13 ay 10 gün, olarak belirlenmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi ,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, suça sürüklenen çocuk hakkında CMUK 326/son maddesinin gözetilmesine,IV-Suça sürüklenen çocuk ... ve sanık ...'ün mağdur ...'a karşı hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine,toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, Ancak;1-5237 sayılı TCK'nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK'nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK'nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK'nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK'nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK'nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır. Somut olayda ise; Suça sürüklenen çocuk ve sanığın kendi eski ayakkabılarını bırakmak suretiyle mağdur ...'ın apartman dairesinin kapısı önündeki iki çift ayakkabısını çalma eyleminde; suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK'nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,2-Sanık ...'un kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK'nın 53/1-c bendinde belirtilen haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yalnızca, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Kabule Göre de;Suça sürüklenen çocuk ...'nın katılan ...'a karşı hırsızlık suçundan kurulan hükümde, TCK.nun 142/1-b, 143. Maddeleri gereğince hükmedilen 2 yıl 4 ay hapis cezalasının TCK.nun 31/3. maddesiyle 1/3 oranında indirim yapılırken 1 yıl 6 ay 20 gün yerine, 18 ay 20 gün; sonuç cezanın da 1 yıl 3 ay 16 gün yerine 15 ay 16 gün, olarak belirlenmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi , Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... ve sanık ... müdafiilerinin temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA,V-Sanık .... hakkında katılanlar ..., ..., ... ve sahibi belli olmayan marka araça karşı işlenen suçlar ile mağdur ...'a karşı konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesindeSanığın katılan ...... karşı birden fazla kişi tarafından konut dokunulmazlığını ihlal suçunu işlemisune karşın TCK'nın 119/1-c maddesi ile uygulama yapılmaması aleyhe temyiz olmadığndan bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;Kasten işlemiş olduğu suçlardan dolayı hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK'nın 53/1-c bendinde belirtilen haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yalnızca, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK'nın 53. maddenin uygulanmasına ilişkin bölümler çıkarılarak, yerine ''TCK'nın 53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına'' cümlelerinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.