Hırsızlık suçundan sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141/1, 35/2, 62/1, 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Asliye Ceza Mahkemesinin 25/12/2012 tarihli ve 2012/512 esas, 2012/630 sayılı kararını müteakip, Cumhuriyet Başsavcılığının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesi gereğince lehe yasa yönünden değerlendirme yapılması isteminde bulunduğundan bahisle dosya mahkemenin yeni esasına kaydedilerek yapılan yargılama sonunda İdarî yaptırım uygulanmasına yer olmadığına ilişkin aynı Mahkemenin 26/04/2013 tarihli ve 2013/219 esas, 2013/266 sayılı kararına karşı ... Bakanlığının 14/08/2014 tarih ve 2014-15948/54180 sayılı Kanun Yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/09/2014 tarih ve 2014/300655 sayılı ihbarnamesiyle dairemize gönderilmekle incelendi. MEZKUR İHBARNAMEDE;. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/12/2012 tarihli ve 2012/512 esas, 2012/630 sayılı kararın kesin olması, bu kararla yargı sürecinin tamamlanmış bulunması ve Mahkemelerin kanundan kaynaklanmayan bir yetkiyi kullanabilmelerinin olanaklı bulunmaması karşısında aynı Mahkemenin 26/04/2013 tarihli ve 2013/219 esas, 2013/266 sayılı kararının hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğu gözetilerek yapılan incelemede; Dosya kapsamına göre, isnat olunan suçun tarihinin olan 27/09/2012 olduğu, 24/06/2010 tarihli ve 5995 sayılı Maden Kanununda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 6. maddesi ile değişik 3212 sayılı Maden Kanunu’nun 12/5. maddesindeki “Ruhsatı olmadan veya başkasına ait ruhsat alanı içerisinde üretim yapıldığının tespiti halinde faaliyetler durdurularak üretilen madene mülki idare tarafından el konulur. Bu fiili işleyenlere, bu fıkra kapsamında üretilmiş olup el konulan ve el konulma imkanı ortadan kalkmış olan tüm madenin ocak başı satış bedelinin üç katı tutarında idari para cezası uygulanır. Ruhsat alanında ruhsat grubu dışında üretim yapıldığının tespiti halinde faaliyetler durdurularak üretilen madene mülkî idare amirliklerince el konulur. Bu fiili işleyen kişilere, bu fıkra kapsamında üretilmiş olup el konulan ve el konulma imkânı ortadan kalkmış olan tüm madenin, ocak başı satış bedelinin iki katı tutarında idari para cezası uygulanır. El konulan madenler, mülki idare amirliklerince satılarak bedeli il özel idaresi hesabına aktarılır.” hükmüne göre, sanığın eylemine uyan 3212 sayılı Maden Kanunu’nun 12/5. maddesine göre öngörülen yaptırımın idari para cezası olduğu, değerlendirmenin idari yaptırım uygulanmasını öngören 3212 sayılı Maden Kanunu ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’na göre yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hırsızlığa teşebbüs suçundan mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMUK'un 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşılmış olmakla, Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden kabulu ile hırsızlık suçundan sanık ... hakkında Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 25.12.2012 tarihli ve 2012/512 esas, 2012/630 sayılı kararın, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, sanığın eyleminin 3212 sayılı Maden Kanununun 12/5. maddesine göre nispi idari para cezasını gerektirir nitelikte kabahat fiilini oluşturduğu gözetildiğinden hırsızlık suçundan 5271 sayılı CMK'nın 309/4-d maddesi gereğince beraatine, cezasının uygulanmamasına, 3212 sayılı Maden Kanunu ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun ilgili maddeleri uyarınca hakkında idari yaptırım kararı uygulanmasının temini bakımından dosyanın gereği için mahalli mahkemesine gönderilmesine 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.