MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlalHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Dosya kapsamından; suça sürüklenen çocuğun soruşturma aşamasındaki 24.10.2011 tarihli müdafii huzurunda alınan savunmasında atılı suçu kabul ederek, yaşı nedeniyle davası ayrı devam etmekte olan ...... ile birlikte zengin mahalle diye tabir ettikleri .... Mahallesine hırsızlık amacıyla gittikleri, ...'in dışarıda bekleyip, kendisinin bahçeli bir eve girerek 5 adet sandalye çaldığı, sandalyeleri, ...'in beklediği yere götürüp bıraktığı, daha sonra bu evin yakınındaki bir eve bahçe duvarından atlamak suretiyle girdiği, buradan da sandalye aldığı ancak düştüğü için sandalyeleri dışarı çıkaramadığı, sonra ...'in yanına gidip ilk evden çaldığı sandalyeleri otoban yakınlarındaki yol kenarına taşıdığı, ikinci eve tekrar girmek için geri döndüğünde ise kolluk güçlerince yakalandığı yolunda beyanda bulunduğu, müştekinin 27.1.2012 tarihli oturumda çalınan bir eşyası olmadığını söylediği, nitekim, müştekinin ikametinde yapılan görgü tespit işl...de de, 2 adet siyah plastik örgülü ahşap sandalyenin balkonun yan tarafında, 1 adet sandalyenin bahçe kapısı dışında kaldırım üzerinde, 3 adedinin ise havuza düşmüş halde bulunduğunun tutanağa bağlandığı, 23.10.2011 tarihli yakalama tutanağında ise, suça sürüklenen çocuğun 3-4 adet beyaz renkli sandalyeleri motosiklet ile götürürken görüldüğü ve sonradan yakalandığı, yakalama tutanağına konu olan 5 adet beyaz renkli plastik sandalyenin çalınması olayı ile ilgili olarak suça sürüklenen çocuk hakkında 2011/2314 sayılı kolluk evrakı düzenlendiği ve UYAP sorgulamasında başka bir müşteki olan ...'e yönelik tamamlanmış suç nedeniyle Aydın Çocuk Mahkemesinin 2011/350 Esas 2012/167 Karar sayılı dava dosyasında yargılamasının yapıldığı, müşteki ...'a yönelik temyiz incelemesine konu olan eyl... ise, 2011/2313 sayılı kolluk evrakına bağlanarak ayrıca kamu davası ikame edildiği, müştekinin ve suça sürüklenen çocuğun beyanları kapsamında atılı suçun teşebbüs aşamasında kaldığı ve TCK nın 35. maddesi uygulamasının doğru olduğunun anlaşılması karşısında bu yönde eleştiri getiren tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir. Suça sürüklenen çocuk ...'ın gözaltında kaldığı sürenin TCK'nın 63. maddesi gereğince ceza mahkumiyetinden mahsubuna karar verilmemesi hükümlülüğün yasal sonucu olup, infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görüldüğünden; suça sürüklenen çocuğun, yaşı nedeniyle davası ayrı devam etmekte olan ...... ile birlikte konut dokunulmazlığını bozma suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında suça sürüklenen çocuk hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükümde TCK'nın 119/1-c maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi ise karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; atılı suçların, suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;T.C. Anayasa’sının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK'nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanıklar için baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafiinin ücretinin sanıklardan alınmasına hükmedilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu müdafii ücretinin suça sürüklenen çocuktan alınmasına hükmedilmesi,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ...'ın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “zorunlu müdafii gideri ile ilgili bölüm çıkarılmak suretiyle” eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.