Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16613 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 28999 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, mala zarar vermekHÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Sanık kakkında, müşteki ...'a yönelik eylem nedeniyle mala zarar verme suçundan zamanaşımı içinde işlem yapılması olanaklı görülmüştürI-Müştek...'e yönelik eylemler nedeniyle kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;TCK'nın 53/1. maddesinin c bendindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun, "kendi alt soyu" yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, kendi alt soyu dışında kalanlarla ilgili hak ve yetkilerde ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar süreceğinin düşünülmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'nun temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından ‘‘TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanmasına’’ ilişkin bölüm çıkarılarak, yerine ‘‘53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına’’ cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, II-Müşteki ..., ..., ..., ... ve ...'a yönelik eylemler nedeniyle kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;1-Müşteki ... ve ...'e yönelik hırsızlık eylemi nedeniyle diğer sanık ... hakkında düzenlenen 28.01.2011 tarihli iddianamede, sanık hakkında 5271 sayılı CMK'nın 170. maddesine uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı gibi, yeniden iddianame de düzenlenmediğinin anlaşılması karşısında; hükmün konusunun iddianamede gösterilen faille sınırlı olduğu gözetilmeden 5271 sayılı CMK’nın 225/1. maddesine aykırı davranılarak davaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Müşteki ... ve ...'e yönelik eyleme ilişkin birleştirilen 2011/64 esas ve müşteki ...'a yönelik eylemle ilgili birleştirilen 2011/241 esas sayılı dosyalar gereğince hakkında mahkumiyet hükmü verilen sanığın, 5271 sayılı CMK'nın 147, 191/3 ve 193. maddelerine aykırı olarak usulünce dinlenip ifadesi alınmadan, gıyabında, savunma hakkını kısıtlayacak şekilde hüküm kurulması,3-Müştekiler ... ve ...'a yönelik eylemde; dosya içindeki iletişim tespit tutanağından, sanığın suç tarihinde olay mahallinde olduğu ve anılan hususun sanık tarafından da kabul edildiği görülmekle birlikte, söz konusu tespitin tek başına mahkumiyet hükmü kurmak için yeterli olmadığı, maddi gerçeğin kesin olarak ortaya çıkarılmasını teminen suça konu araç içinde bulunan ve 16.07.2010 günlü ekspertiz raporu ile müştekilere ait olmadığı belirlenen teşhise elverişli parmak izlerinin sanığa ait olup olmadığının araştırılması gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması,Kabule göre de;4-Sanığın, müşteki ... ve ...'a yönelik eylemde aracın torpido gözünde, müşteki ... ve ...'e yönelik eylemde ise bagajda duran el çantasının içindeki eşyaların farklı kişilere ait olabileceğini öngörebilecek durumda olmasının mümkün bulunmadığı ve eylemin tek hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, her iki olayda sanığın iki ayrı hırsızlık suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,5-TCK'nın 53/1. maddesinin c bendindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun, "kendi alt soyu" yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, kendi alt soyu dışında kalanlarla ilgili hak ve yetkilerde ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar süreceğinin düşünülmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'nun temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK'un 325. maddesi uyarınca müştekiler ..., ..., ... ve ...'e yönelik eylemler nedeniyle kurulan hükümlere ilişkin bozmadan hükmü temyiz etmeyen sanık ...'in de yararlandırılmasına, 27.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.