Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16466 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 31749 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:I- Sanık ... ve ... hakında hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;Sanık ...'ın suçu sanık ...'ın azmettirmesi ile yine sanık ...'ın temin ettiği araç ile işlediğine dair beyanlarına ek olarak bizzat sanık ...'ın suç tarihinde aracını sanık ...'a vermiş olduğuna dair kabulü karşısında, tebliğnamedeki sanık ... bakımından bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yasanın 108/4, 5, 6. fıkralarında “Hakim, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler. Tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler uygulanır. Hakim, mükerrir hakkında denetim süresinin uzatılmasına karar verebilir. Denetim süresi en fazla beş yıla kadar uzatılabilir.” hükmünü düzenlemiştir. Buna göre denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevi, hükmü veren mahkemeye değil, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek mahkemeye aittir. Buna göre; hüküm kurulurken mükerrir olan sanık hakkında TCK’nın 58/7. maddesi uyarınca “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra da denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, denetimli serbestlik tedbirinin süresininde belirlenmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanık ... müdafii ile o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarından ''1 yıl süre ile'' ilişkin bölümün çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,II- Sanık ... hakkında hırsızlık mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;Tüm aşamalarda yüklenen suçu işlemediğini beyan eden sanığın olay tarihinde fiilen kullandığı veya adına kayıtlı telefonlarla, suç tarihi ve öncesinde suç yerine yakın baz istasyonunun çekim sahasında görüşme yapılıp yapılmadığı araştırılıp, HTS raporlarının getirtilmesi ve ayrıca 25.06.2013 tarihli uzmanlık raporunda olay yerinden alındığı belirtilen vücut izlerinin sanığa ait olup olmadığının araştırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 26.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.