Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16292 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18943 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, mala zarar vermeHÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:I-Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde; Hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre; 21/07/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 3-B maddesiyle değişik 1412 sayılı CMUK'un 305/1. maddesi gereğince hüküm tarihine göre temyizi olanaklı olmadığından suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, II-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince; 1-Dosya kapsamından, Diyarbakır Devlet Hastanesinin Ruh Sağlığı Hastalıkları Uzman Hekimi tarafından verilen 30.1.2011 tarihli raporunda, suça sürüklenen çocuğun, işlediği suçun hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilme yeteneğinin bulunduğu, davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmiş olmadığı ve farik mümeyyiz olmadığı yolunda görüş sunulduğu, Diyarbakır Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 31.1.2011 tarihli raporunda suç tarihi ile rapor tarihi arasında geçen süre dikkate alındığında suça sürüklenen çocuğun işlediği suçun hukuki anlam ve sonuçlarını anlama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığına dair tespit yapılamayacağının bildirildiği, dosyaya celp edilen suça sürüklenen çocuğun 8.11.2009 tarihinde başka bir müştekiye yönelik işlediği aynı suçlar nedeniyle düzenlenmiş olan Sosyal İnceleme Raporun da ise suça sürüklenen çocuğun davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişmediği, suçun hukuki anlam ve sonuçlarının farkında olmadığı, çocuk hakkında tedbir uygulanmasının yararlı olacağı kanaatinin bildirildiğinin anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK nın 31/2 maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğun cezai sorumluluğunun bulunduğunun açık ve net bir şekilde tespit olunamaması nedeniyle lehe değerlendirme ile 5395 sayılı Yasanın 5. maddesi kapsamında suça sürüklenen çocuk hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2-T.C. Anayasa’sının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK'nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanıklar için baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafiinin ücretinin sanıklardan alınmasına hükmedilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu müdafii ücretinin suça sürüklenen çocuktan alınmasına hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 6.5.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.