MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, mala zarar vermek, işyeri dokunulmazlığını ihlalHÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: I-Sanık hakkında katılan ... Ticaret A.Ş.'ye yönelik geceleyin işyeri dokunulmazlığının ihlali ile mala zarar verme suçlarına ilişkin kurulan hükümlerin temyiz incelenmesinde: Tanık ......'nin hazırlık aşamasında alınan 25.10.2009 tarihli ifadesinde, olay günü .....Marketin kapısının önünde iki kişi gördüğünü beyan ettiği, aynı tarihli tutanak içeriğine göre de sanığın yanında kimliği tespit edilemeyen bir şahıs daha olduğunun anlaşılması karşısında, işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan dolayı aynı suça katılan fail sayısı gözetilerek sanık hakkında TCK'nın 119/1-c maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ... müdafiinin temyiz istemi yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, II-Sanık hakkında katılan ... Ticaret A.Ş. ile katılan ...'e yönelik hırsızlık suçlarına ilişkin kurulan hükümlerin temyiz incelenmesinde: Olay yeri inceleme raporuna göre, katılan ...'e yönelik hırsızlık suçuna konu aracın kapı ve camlarında herhangi bir zorlama izinin bulunmadığı, katılanın hazırlık aşamasında alınan 25.10.2009 tarihli ifadesinde, aracı her türlü güvenlik önlemlerini alarak park ettiğini söylediği, yine 25.10.2009 tarihli tutanak içeriğine göre de sanığın yakalandığında yapılan üst aramasında bir adet menşei belli olmayan oto kontak anahtarının çıktığının anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin TCK’nın 142/2-d maddesine uyduğu halde TCK’nın 142/1-b maddesi ile hüküm kurulması, yine suça konu aracın önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırdan hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak; 1-5237 sayılı TCK'nın 51. maddesinin 3. fıkrasında "Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz" şeklindeki düzenleme ve YCGK'nın 11.05.2010 gün ve 2010/87-112 kararı ışığında, sanık hakkında iki ayrı hırsızlık suçundan iki kez 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezasına hükmedilmiş olması karşısında, denetim süresinin bu hükümlülük sürelerinden az olamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,2-5237 sayılı TCK'nın 53. maddenin 3. fıkrasına göre, uzun süreli hapis cezası ertelenenler hakkında, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğu uygulanamayacağının gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 Sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasında “1 yıl olarak belirlenen denetim süresinin iki kez ayrı ayrı olmak üzere 1 yıl 11 ay 10 gün olarak” düzeltilmesine ve hüküm fıkrasından “5237 sayılı TCK'nın 53/1-c. bendinin uygulanmasına” ilişkin bölümün çıkartılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, III-Sanık hakkında katılan ...'e yönelik mala zarar verme suçuna ilişkin kurulan hükmün temyiz incelenmesine gelince: Mala zarar verme suçunun konusunun hırsızlık suçunun konusu ile aynı olduğunun anlaşılması karşısında, mala zarar verme suçunun yasal unsurunun oluşmadığı gözetilmeden sanığın yüklenen suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle 1412 sayılı CMUK’un 321.maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 06.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.