MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, kamu malına zarar vermekHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:I-Suça sürüklenen çocuklar ..., ... ve ... hakkında kamu malına zarar verme suçundan kurulan beraat hükmünün temyiz incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre katılan kurum vekilinin temyiz istemi yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, II-Suça sürüklenen çocuklar ..., ... ve ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet kararının temyiz incelenmesine gelince; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuklar ... ve ... tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak; 1-Olay yeri inceleme raporu içeriğine göre, çalınmak isenen kabloların bulunduğu yerin inşaat alanı olduğu ve kanal içerisinde bulunan döşenmiş haldeki kabloların kesilerek çalınmak istendiğinin anlaşılması karşısında, kabloların henüz kamu hizmetine tahsis edilmemesi nedeniyle, eylemin 5237 sayılı TCK'nın 142/1-e maddesinde tanımlanan suça uyduğu halde aynı yasanın 142/1-a maddesi ile hüküm kurulması, 2-21.11.2012 tarihli müdafii huzurunda alınan hazırlık aşamasındaki ifadesinde atılı suçu işlediğini kabul eden suça sürüklenen çocuk ...'ın, 15.02.2013 tarihli talimatla alınan savunmasında ise atılı suçu işlemediğini söylediği, suça sürüklenen çocuk ...'nin ise tüm aşamalarda atılı suçu diğer suça sürüklenen çocuklar ile birlikte işlediklerini belirttiğinin anlaşılması karşısında, aralarında menfaat çatışması bulunan suça sürüklenen çocuklar ... ile ...'ın ayrı müdafiiler tarafından savunulmaları gerektiği halde, baro tarafından atanan aynı avukatın her iki suça sürüklenen çocuk müdafii olarak oturumlara katılıp esas hakkında savunma yapması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 38. ve 5271 sayılı CMK'nın 152. maddelerine aykırı davranılması, 3-07.09.2012 tarihli yakalama tutanağı içeriğine göre, olay yerinde bulunan iki şahsın çuvalın yanında olduğu, kovalamaca sonucu birinin kaçtığı, suça sürüklenen çocuk ...'nin ise yakalandığı, aynı tarihli fezlekede kaçan şahsın 16-18 yaşlarında, esmer, kısa boylu olduğu ancak kimlik bilgilerinin tespit edilmediğinin belirtildiği, suça sürüklenen çocuk ...'ın tüm aşamalarda atılı suçu ikrara yönelik herhangi bir beyanının bulunmadığı ve atılı suçu işlediği yönünde hakkında mahkumiyet kararı verilen suça sürüklenen çocuk ...'nin aşamalardaki, yine diğer suça sürüklenen çocuk ...'ın sonradan kabul etmediği hazırlık aşamasındaki atfı cürüm niteliğindeki beyanları dışında her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı, mahkumiyetine yeterli delil elde edilemediğinden suça sürüklenen çocuk ...'ın beraati yerine, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ..., ... müdafii ve suça sürüklenen çocuk ... müdafii ile katılan kurum vekilinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.