Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15987 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 30489 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlaliHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Sanığın, gerekçeli kararın Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca tebliğ edildiği tarihte Ünye Cezaevinde bulunduğu anlaşıldığından, öğrenme üzerine yaptığı temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilmekle yapılan incelemede; I-Sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelenmesinde: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak; 1-Katılanın, hazırlık aşamasında alınan ifadesinde, 23.01.2013 tarihinde suça konu eşyaları koyduğu evinin eklentisi niteliğindeki depoyu saat 17:00 sıralarında kilitlediğini, ertesi sabah saat 07:30 sıralarında hırsızlığın farkına vardığını, 23.01.2013 tarihli olay tutanağı içeriğine göre de, sanığın 23:00 sıralarında yol üzerinde uygulama yapan kolluk görevlileri tarafından durdurulduğu, durumundan şüphe edilerek araştırma yapıldığı, ancak hırsızlık konusunda herhangi bir müracaat olmadığı için serbest bırakıldığı, buna göre suçun 17:00 ila 23:00 saatleri arasında gerçekleştirildiği, güneşin doğuş ve batış saatlerini gösteren çizelgeye göre, olay tarihinde güneşin 16:36'da battığı, 5237 sayılı TCK'nın 6/1-e maddesi gereğince gece vaktinin 17:36’da başladığının anlaşılması ve sanığın da suçu kabul etmemesi karşısında, "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi gereğince eylemin gündüz sayılan zaman diliminde işlendiği anlaşılmasına karşın, sanık hakkında TCK'nın 116/1. maddesi yerine 116/4. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'in temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5237 sayılı TCK'nın 116/4. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılarak, aynı yasanın 116/1 ve 62. maddeleri gereğince sonuç cezanın 5 ay hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, II-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelenmesine gelince: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak; 1-Katılanın, hazırlık aşamasında alınan ifadesinde, 23.01.2013 tarihinde suça konu eşyaları koyduğu evinin eklentisi niteliğindeki depoyu saat 17:00 sıralarında kilitlediğini, ertesi sabah saat 07:30 sıralarında hırsızlığın farkına vardığını, 23.01.2013 tarihli olay tutanağı içeriğine göre de, sanığın 23:00 sıralarında yol üzerinde uygulama yapan kolluk görevlileri tarafından durdurulduğu, durumundan şüphe edilerek araştırma yapıldığı, ancak hırsızlık konusunda herhangi bir müracaat olmadığı için serbest bırakıldığı, buna göre suçun 17:00 ila 23:00 saatleri arasında gerçekleştirildiği, güneşin doğuş ve batış saatlerini gösteren çizelgeye göre, olay tarihinde güneşin 16:36'da battığı, 5237 sayılı TCK'nın 6/1-e maddesi gereğince gece vaktinin 17:36’da başladığının anlaşılması ve sanığın da suçu kabul etmemesi karşısında, "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi gereğince eylemin gündüz sayılan zaman diliminde işlendiği anlaşılmasına karşın, sanık hakkında TCK'nın 143. maddesince artırım yapılması suretiyle fazla ceza tayini, 2-Katılanın 24.01.2013 tarihli ifadesinde, olay günü suça konu eşyaların bulunduğu depoyu kilitlediğini, anahtarı merdiven altında bulunan askıya astığını, sabah depoyu açmak için baktığında anahtarı koyduğu yerde bulamadığını beyan ettiği, olay yeri inceleme raporu içeriğine göre de, depoya zarar verilerek girildiğine dair herhangi bir ibarenin bulunmadığının anlaşılması karşısında, anahtarın araştırma ile bulunup bulunamayacağı, depo kapısı ile anahtarın asıldığı askılığın bitişik olup olmadığı hususları katılandan sorularak, sonucuna göre sanık hakkında TCK'nın 142/2-d maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmemesi, 3-Katılanın 20.05.2013 tarihli duruşmada alınan beyanında, olay nedeniyle çalınan eşyalarının iade edilmediğini, ancak zararının giderildiğini belirttiğinin anlaşılması karşısında, zarara ilişkin aradaki çelişkinin giderilerek, sanık hakkında TCK'nın 168. madddesinin uygulanma şartlarının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 4-Özgürlüğü bağlayıcı ceza ile hükümlülüğüne karar verilen sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi ile uygulama yapılmaması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'in temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, ceza süresi bakımından 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 326/son. maddesi uyarınca kazanılmış hakkın gözetilmesine, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.