Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15583 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 29410 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: A-Hükümlüler ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde; Hükümlüler ... ve ... hakkında kurulan 24.12.2004 tarih, 200412-610 E-K. sayılı önceki hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiğinin anlaşılması karşısında; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.09.2007 günlü, 2007/125-186 sayılı kararında açıklandığı gibi, adı geçen hükümlüler hakkındaki temyiz edilmeksizin kesinleşen ilk hüküm, ancak suç tarihinden sonra yürürlüğe giren yasalar yönünden uyarlama yargısının konusu olabilir ve genel yargı ile uyarlama yargısı birlikte yürütülemez. Hükümlüler hakkındaki kararın kesinleşmesinden sonra, aynı dosyada sanıklar ... ve ...'e ilişkin ilk hükmün, adı geçen sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edilmesi ve Dairemizin 03.11.2011 tarih ve 2011/503-4358 Esas-Karar sayılı kararı ile yeni yürürlüğe giren yasalar gereğince değerlendirme yapılması zorunluluğu nedeniyle bozulması üzerine, hakkında hüküm kesinleşmiş olan ... ve ...'in tekrar yargılama sürecine dahil edilerek, 2. hükmün kurulduğu anlaşılmaktadır. ... ve ... hakkında kurulan bu ikinci hüküm, hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğundan, hukuken varlık kazanmayan bir kararın temyiz davasına konu edilmesi de mümkün değildir. Bu nedenlerle, ... ve ... hakkında yeniden kurulan 2. hükme yönelik, hükümlülerin konusu bulunmayan temyiz istemlerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE, 5252 sayılı Kanun’un 9/3. maddesine göre, gereğinin taktiri yönünden, mahkemesine gönderilmesi için dosyanın incelenmeden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,B-Sanık ... hakkında kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.Ancak; Mağdurun uğradığı zararın 6500 TL'lik (6.500.000.000 eski TL) kısmının kovuşturma aşamasında Adnan dışındaki sanıklar tarafından giderildiği mağdur tarafından belirtilerek zarar talebi de bulunmaksızın şikayetten vazgeçilmesi karşısında; sanık hakkında kısmi etkin pişmanlık nedeniyle yapılacak ceza indirimine rızası bulunup bulunmadığı mağdurdan sorularak sonucuna göre TCK'nın 168/2-4. maddesinin uygulama koşulları bulunup bulunmadığının tartışılmaması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'in temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozmanın hükmü temyiz etmeyen sanık ...'e CMUK'un 325. maddesi uyarınca teşmiline 14.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.