MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:I-Sanıklar ..., ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, sanık ... hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükmün temyiz incelemesinde:Sanıklar hakkında hırsızlık suçundan temel ceza belirlenirken suça konu altınların değeri gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi uyarınca alt sınırdan orantılı şekilde ayrılmak gerekirken, yazılı şekilde alt sınırdan uygulama yapılması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Müştekiden çaldıkları bir kısım altınları bozdurduğu sırada şüphe üzerine yakalanan sanık ...'in aşamalarda suçlamayı kabul etmediği, yine aşamalardaki savunmalarında suçu kabul etmediğini belirten sanık ...'in de kısmi iadeye herhangi bir katkılarının bulunmadığı, dolayısıyla TCK’nın 168/1-4. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma imkanı bulunmadığının anlaşılması karşısında tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanıklar ..., ... ve ... ile o yer cumhuriyet savcısının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA,II-Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında mala zarar verme, sanık ... hakkında hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde:Suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, kastın yoğunluğu gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi uyarınca, sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabul ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan temel ceza belirlenirken suça konu altınların değeri gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi uyarınca alt sınırdan orantılı şekilde ayrılmak gerekirken, yazılı şekilde alt sınırdan uygulama yapılması,2-Sanık ...'nın olaydan bir gün sonra kendiliğinden müştekiye ait altınları kolluk kuvvetlerine teslim ederek aşamalarda da suçunu tevilli olarak ikrar ettiği anlaşıldığında kısmi iade nedeniyle katılandan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızası olup olmadığı sorularak sonucuna göre sanık hakkında TCK'nın 168/1-4. maddesinde tanımlanan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama olanağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,3-Suç tarihi itibarıyla uzlaşma kapsamında kalmadığı anlaşılan mala zarar verme suçlarından sanık ... hakkında düşme kararı verilemeyeceğinin gözetilmemesi,4-Mala zarar verme suçundan hüküm kurulurken TCK'nın 50/1-b maddesinin uygulanması sırasında katılanın bu suçtan uğradığı zararın kırılan sandık ve kapı kilitlerinin değeri olduğu gözetilmeden hırsızlık suçuna konu altınların değerinin dahil edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ... ile o yer cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, sanık ...'nın hırsızlık suçunda ceza süresi bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 12.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.