Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14949 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 28806 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 1-04.04.2008 tarihinde işlenen eylemden dolayı takip sonucu yakalanan sanıklara ait araçta elde edilen demir kesme makası ile yargılamaya konu edilen 19.02.2008 tarihinde kesilen kilit parçaları üzerindeki izler arasındaki uygunluktan yola çıkılarak ele geçirilen demir kesme makasının 19.02.2008 tarihinde işlenen eylemde kullanıldığı sonucuna ulaşılmasına rağmen, demir kesme makasının benzerinin piyasada bulunup bulunamayacağı ve uygunluk görüldüğü belirtilen izlerin benzer aletlerden ne gibi ayrılıklar taşıdığının denetime olanak sağlayacak şekilde açıklanmadığı, gibi yine sanık ...'nın 04.04.02008 tarihli eylemle ilgili olarak ikrarda bulunmasına karşın, gerekçeli kararda yargılamaya konu edilen eylemle ilgili ikrarda bulunduğunun kabul edilmesi karşısında maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ilkesinden hareket edilerek öncelikle ele geçirilen demir kesme makası ile oluşturulan izlerin benzeri aletlere oluşturulup oluşturulamayacağı araştırılıp, gerektiğinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak yargılamaya konu edilen eylemin 04.04.2008 tarihindeki eylemi işledikten sonra kaçan sanıklara ait araçta ele geçirilen demir kesme makası ile oluşturulup oluşturulmadığı duraksamaya yer vermecek şekilde tespit edilip, sanık ...'nın atfı cürüm niteliğindeki beyanının hangi eylemle ilgili olduğu araştırılıp, adı geçen sanığın hazırlık aşamasında da ifade verdiğinin belirtilmesine karşın buna ilişkin tutanağın dosya içerisinde olmaması nedeniyle 04/04/2008 tarihinde işlenen eylemle ilgili dava dosyasının onaylı bir sureti getirtilerek incelendikten sonra kanıtların bir bütün halinde değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,2-Kabule göre de;5237 sayılı TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca, sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun koşullu salıverme tarihinden itibaren uygulanamayacağı gözetilmeksizin, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesindeki hakların tümünü koşullu salıverilmeye kadar kullanmaktan mahrum bırakmaya hükmedilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ...'nın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, 07.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.