Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14501 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14946 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozmaHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Mahkemenin 2010/837 Esasına kayden kasten yaralama suçundan yürütülen kovuşturma dosyasına ilişkin olarak Adana Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nce dava ve temyiz dışı ... hakkında düzenlenen adli raporun herhangi bir akıl hastalığı bulunmayan sanık ... bakımından esas alınarak, adı geçen sanık hakkında hükmolunan cezalardan 5237 sayılı TCK'nın 32/2. maddesi uyarınca indirim yapılıp eksik cezalar tayin edilmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ... müdafiinin temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 17.04.2014 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.MUHALEFET ŞERHİ Suça sürüklenen çocuk ... hakkında yerel mahkeme tarafından bu dosya ile ilgisi bulunmayan ancak aynı mahkemenin 2010/ 837 esas sayılı dava dosyasının sanığı ... hakkında Adana Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin düzenlemiş olduğu sağlık kurulu raporu sehven bu dosyaya girdiğinden söz konusu raporun suça sürüklenen çocuk ...’a ait olduğu kabul edilerek uygulama alanı bulunmamasına rağmen TCK'nın 32/2. maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapıldığı ve hükmün sadece suça sürüklenen çocuk ... tarafından temyiz edilmesi nedeniyle CMUK’un 326/son maddesi gereğince bozma nedeni yapılmamış ise de, dosya kapsamına göre tam yada kısmi akıl hastası olduğu konusunda hiçbir iddia yada delil bulunmamasına rağmen tamamen mahkeme hakiminin yanılgısı sonucu suça sürüklenen çocuk hakkında TCK'nın 32/2 maddesi gereğince indirim yapılması sonuç ceza yönüyle suça sürüklenen çocuk lehine olsa dahi asıl olan kişilerin lekelenmemesidir. Hükmün bu yönüyle bozulmaksızın eleştirilmesi, hükümden yada adli sicil ve arşiv kaydından da TCK'nın 32/2 maddesinin çıkartılması sonucunu doğurmadığından bu durum sanığın ileride kamu yada özel kurumlarda işe başvurusunda yada tekrar suç işlediğinde “kısmî akıl hastası” şeklinde damgalandığından adli sicil kaydına bakan mahkeme hakimi tarafından sanığın tekrar tekrar akıl hastası olup-olmadığının belirlenmesi için bir sağlık kuruluna sevkine neden olacağından suç tahinden sonra ki sosyal ve ekonomik konumunu olumsuz yönde etkileyeceği muhakkaktır. CMUK’un 326/son fıkrasında düzenlenen aleyhe bozma yasağı genel anlamda evrensel bir usul hukuku ilkesi olmakla birlikte burada ki “kazanılmış hak” olgusu tamamen sonuç ceza yönüyledir. Yüksek Yargıtay uygulamalarında TCK'nın 29, 35, 39, 167, 168 gibi sanık lehine indirim yapılmasını gerektiren maddelerin uygulama alanı olmamasına rağmen sanık lehine uygulanması durumunda karşı temyiz olmayan hallerde başkaca bozma nedeni yok ise sadece eleştiri yapılarak hüküm onanmaktadır. Ancak yukarıda sınırlı olarak bahsi geçen lehe yasa maddeleri sanığın sosyal statüsünü olumsuz olarak etkilemeyen ve hukuki işlem ehliyetini sınırlamayan indirim maddeleri olması nedeniyle eleştiri yapılarak yetinilmesi “Mâkûl sürede yargılanma” ilkesine de uygun düşmektedir. Bununla birlikte TCK'nın 32/2 maddesi niteliği ve sonuçları itibariyle etkin pişmanlık, teşebbüs, ve haksız tahrik vb maddelerden farklıdır ve açıkça Türk Medeni Kanunu’nun 9. ve devamı maddelerinde düzenlenen fiil ehliyetini kısıtlaması nedeniyle suça sürüklenen çocuk aleyhine sonuç doğuracağından CMUK’un 326/ son maddesinde ki sonuç ceza yönüyle kazanılmış hakkı gözetilerek hükmün “bozulmasına” yada CMUK’un 322 maddesi gereğince kazanılmış hakkı gözetilerek TCK'nın 32/2 maddesi ile yapılan uygulama hükümden çıkartılarak “Hükmün düzeltilerek onanması”na karar verilmesi gerektiğinden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum . Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Avukatın takip kesinleştiği halde alacağın tahsili için gereken diğer işlemleri yapmaması görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Suç tarihinde Ankara Barosuna bağlı avukat olarak çalışan sanığın, 13/10/2008 tarihli vekaletname ile katılanın K.. ve T.. Köyü tüzel kişiliklerinden olan alacağının tahsili amacıyla vekilliğini üstlendiği, Po İhtiyati hacizde görevli mahkeme MAHKEMESİ : Gerze Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/01/2014NUMARASI : 2014/4 3 D. İşTaraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı talebin görev yönünden reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihtiyati haciz talep eden vekilince temyi ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna - istinaf süresi MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİA) Davacı Talebinin Özeti:Davacı vekili, davalılara ait iki ayrı gayrimenkule ihtiyati tedbir konulmasına yönelik talebin reddine dair mahkemece verilen ara kararın hukuka ayrı olduğunu ileri sürerek, bahsi geçen ara kararın bozulmasını talep etmiştir.-B) Davalı Cevabının Öze Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?