MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Sanığın adli sicil kaydında yer alan Ankara 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/172-65 Esas-Karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin ilam yönünden her zaman mahkemesine ihbarda bulunulması olanaklı kabul edilmiş; sanığın, müştekinin çalıştığı ... isimli işyerinin mutfak bölümünde şarja takılı bulunan cep telefonunu çalması şeklinde gerçekleşen eylemi nedeniyle aynı zamanda oluşan işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan da dava zamanaşımı süresi içinde işlem yapılması mümkün görülmüş; dosya içinde mevcut kamera görüntülerinden, sanığın, olay günü saat 18.05 te müştekinin çalıştığı işyerinin mutfak bölümüne girerek cep telefonunu çaldığının ve UYAP kaydında suç tarihinde güneşin, 16.34 te battığı ve saat 17.34 ten itibaren ki zaman dilimin gece olduğunun anlaşılması karşısında sanık hakkında kurulan hükümde TCK.nın 143/1 maddesi ile artırım yapılmaması ile sanığın tekerüre esas alınan Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 21.5.2008 tarih 2008/56-520 Esas-Karar sayılı ilamında 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinin uygulandığının ve 5275 sayılı Yasanın 108/3. maddesi uyarınca ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda hükümlünün koşullu salıvermeden yararlanmayacağının anlaşılması karşısında; ikinci kez mükerir olan sanık hakkında hükmedilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Sanığın tekerrüre esas alınan Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 21.5.2008 tarih 2008/56-520 Esas-Karar sayılı 2 ay hapis cezasına ilişkin ilamı yerine daha ağır ceza içeren, Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 3.4.2008 tarih 2008/156 Esas 2008/267 Karar sayılı 2 yıl 6 ay hapis cezası ve 660 TL adli para cezası ile mahkumiyetine ilişkin ilamın tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Bu dava sebebiyle yapılan 7,50 TL davetiye giderinin 6352 sayılı yasanın 100. maddesi ile CMK'nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğunun ve bu nedenle sanığa yargılama gideri olarak yükletilmeyeceğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından tekerrür hükümleri ile ilgili bölüm çıkarılarak yerine “sanığın adli sicil kaydında yer alan Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 3.4.2008 tarih 2008/156 Esas 2008/267 Karar sayılı 27.4.2009 tarihinde kesinleşen TCK nın 245/1, 62 ve 52. maddeleri gereğince verilen 2 yıl 6 ay hapis cezası ve 660 TL adli para cezasına ilişkin ilam nedeniyle hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması ile hüküm fıkrasında yargılama gideri ile ilgili bölüm çıkarılarak yerine ''bu dava sebebiyle yapılan 7,50 TL yargılama giderinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması nedeniyle 5271 sayılı CMK.nun 324/4. maddesi uyarınca Devlet Hazinesine yüklenmesine” ibaresi eklenmek suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, şartlı tahliye süresi bakımından da Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 21.5.2008 tarih 2008/56-520 Esas-Karar sayılı ilamındaki 2 ay hapis cezası dikkate alınarak sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 15.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.