Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1384 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 429 - Esas Yıl 2017





Hırsızlık suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 141/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Gaziosmanpaşa 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/06/2016 tarihli ve 2015/380 esas, 2016/660 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/08/2016 tarihli ve 2016/622 değişik iş sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığı'nın 19.12.2016 gün ve 94660652-105-34-14602-2016-Kyb sayılı yazısı ile kanun yararına bozma ihbarında bulunulduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 05.01.2017 gün ve 2016/401782 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,MEZKUR İHBARNAMEDE;Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara karşı sanık tarafından dosyanın diğer sanıklarını tanımadığı ve hırsızlık suçuyla ilgisinin olmadığı gerekçesiyle yapılan itiraz üzerine, mercii tarafından sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının var olup olmadığına ilişkin olarak sınırlı bir inceleme yapılmış ise de, dosyanın diğer sanıklarının da aynı yönde ifade vermiş oldukları nazara alındığında, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22/01/2013 tarihli ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararı ile itiraz merciinin sadece şekli olarak değil, hem maddi olay, hem de hukuki yönden inceleme yapabileceği yönündeki kararı nazara alındığında, itiraz mercii İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesince işin esası hakkında da inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin koşulların var olup olmadığı yönünden değerlendirme yapılarak itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına yapılan itirazlar ve bunların incelenmesi usulüne ilişkin olarak her ne kadar Ceza Genel Kurulunca 03.02.2010 gün ve 13-12 sayı kararı ile; "itiraz merciince, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar, 231. maddenin 6. fıkrasında yer alan suça ve sanığa ilişkin objektif uygulama koşullarının var olup olmadığı ile sınırlı olarak yapılması gerektiği" kabul edilmiş ve bu uygulama Özel Dairelerce istikrarlı olarak sürdürüle gelmiş ise de, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı yapılan itirazlarda, kararın sadece suça ve sanığa ilişkin objektif şartların gerçekleşip gerçekleşmediğiyle sınırlı olarak incelenmesi uygulamasının doğurduğu sorunlar nedeniyle, Ceza Genel Kurulunun 22.01.2013 tarihli ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararı uyarınca, itiraz merciinin yapacağı incelemeyi sadece 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasında yer alan suça ve sanığa ilişkin objektif uygulama koşullarının var olup olmadığı ile sınırlı olarak değil, hem maddi olay, hem de hukuki yönden yapması gerektiğinin kabul edildiği nazara alınarak; sanığın “beraatine karar verilmesi gerektiği” yönündeki itirazları incelenmeksizin, 5271 sayılı CMK'nın 231/5-6. maddesindeki koşullar yönünden sınırlı bir inceleme yapılıp oyçokluğu ile itirazın reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 22/08/2016 tarihli ve 2016/622 değişik iş sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 16/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.