Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12129 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 24582 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığın bozma HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:A- Suça sürüklenen çocuklardan ... hakkında hırsızlık; ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;5237 sayılı TCK'nın 2/1. maddesinin 2. cümlesi uyarınca, “Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”Aynı Kanun'un 31. maddesi uyarınca, fiili işlediği sırada 12 yaşından küçük olan ya da 12 – 15 yaş grubunda olup ta işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya davranışlarını yönlendirme yeteneği yeterince gelişmeyen kişilerin(çocukların) cezai sorumluluğu yoktur. Ancak, bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanır. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 11. maddesi uyarınca, “Bu Kanunda düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirler, suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak anlaşılır.”Aynı Kanun'un 5. maddesinin başlığı ise; “koruyucu ve destekleyici tedbirler”dir. Yukarıda özetlenen âmir hükümler gözetilmeyerek, cezaî sorumluluğu bulunan suça sürüklenen çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 5. maddesinin (a) bendi uyarınca danışmanlık ve (d) bendi uyarınca da sağlık tedbirine hükmolunması,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafilerinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle kısmen isteme aykırı kısmen de isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından suça sürüklenen çocuklar hakkındaki ‘5395 sayılı Çocuk Koruma Yasasının 5. maddesi uyarınca danışmanlık ve sağlık tedbiri uygulanmasına’ ilişkin bölümün çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,B- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;1- Suça sürüklenen çocuğun adli sicil kaydında hapis cezasına ilişkin mahkûmiyetinin bulunmaması nedeniyle, hükmolunan kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK'nın 50/3 maddesinde yer alan yasal zorunluluk gereğince aynı Kanun’un 50/1. maddesindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,2- 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 11 ve 5237 sayılı TCK’nın 31. maddeleri uyarınca çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin; 12 yaşını doldurmamış çocuklar ile aynı maddenin ikinci fıkrasına göre işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan ya da davranışlarını yönlendirme yeteneği yeterince gelişmemiş 12-15 yaş grubunda bulunan çocuklar hakkında uygulanması imkanının bulunduğu gözetilmeyerek, cezaî sorumluluğu bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 5. maddesinin (a) bendi uyarınca danışmanlık ve (d) bendi uyarınca da sağlık tedbirine hükmolunması,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 30.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.