Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11454 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8332 - Esas Yıl 2016
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı TCK'nın 165/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 5 ay hapis ve 80 TL. adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı CMK'nın 231/6. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair... Asliye Ceza Mahkemesinin 21.03.2013 tarih ve 2011/416 esas, 2013/331 karar sayılı kararını müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde suç işlediğinin bildirilmesi üzerine hükmün açıklanması ile sanığın 5237 sayılı TCK'nın 165/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 5 ay hapis ve 80 TL. adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin... Asliye Ceza Mahkemesinin 10.11.2015 tarih ve 2015/740 esas, 2015/781 karar sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığı'nın 02.05.2016 gün ve 94660652-105-45-3496-2016-Kyb sayılı yazısı ile kanun yararına bozma ihbarında bulunulduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 16.05.2016 gün ve 2016/195687 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,MEZKUR İHBARNAMEDE;1-Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 04.06.2014 tarih ve 2012/16718 esas, 2014/4409 sayılı ilamında da belirtildiği üzere; "Mahkememizce 21.03.2013 tarihinde 2011/416 esas ve 2013/331 karar sayı ile suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan dolayı verilen ve 22.04.2013 tarihinde kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karardan sonra, 5 yıllık denetim süresi içinde 21.01.2014 tarihinde işlediğiniz kasıtlı suçtan dolayı Akhisar 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/113 esas ve 2015/277 karar sayılı dosyasından 5.000 TL. adli para cezasına mahkûm edildiğinizin bildirilmesi nedeniyle, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması söz konusu olabileceğinden, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmanız veya diyeceklerinizi duruşma gününe kadar yazılı olarak bildirmeniz gerekmektedir. Mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediğiniz veya diyeceklerinizi yazılı olarak bildirmediğiniz takdirde hükmün açıklanmasına karar verilebilecektir" uyarısını içeren tebligat yapılmadan sanığın savunma hakkının kısıtlanması suretiyle hükmün açıklanmasına karar verilmesinde,2-Yine benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 19.11.2015 tarih ve 2015/11253 esas, 2015/33029 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, dosya yeniden ele alınıp hüküm kurulurken denetime imkan verecek şekilde kararın gerekçeleri ile açıklanması gerekirken yazılı şekilde önceki hükmün açıklanması ile yetinilmesi suretiyle karar verilmesinde isabet görülmediğinden, anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ihbar yazısı ve incelenen dosya içeriğine göre;(1) numaralı kanun yararına bozma istemi nedeniyle yapılan incelemede;Sanık hakkında... Asliye Ceza Mahkemesinin 21.03.2013 tarih ve 2011/416 esas, 2013/331 karar sayılı karar ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinden önceyapılan yargılama sırasında sanığın savunmasının alınması nedeniyle denetim süresi içerisinde 21.01.2014 tarihinde yeni suç işlediğinden bahisle yapılan yargılamada sanığa duruşma günü tebliğ edilmesine rağmen duruşmaya gelmediğinin anlaşılması karşısında; sanığın duruşmaya katılmasının sağlanması zorunluluğu bulunmadığından, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince REDDİNE, (2) numaralı kanun yararına bozma istemi nedeniyle yapılan incelemeye gelince;Kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüş olduğundan kabulü ile suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan sanık ... hakkında... Asliye Ceza Mahkemesinin 10.11.2015 tarih ve 2015/740 esas, 2015/781 karar sayılı kararın sanığın T.C. Anayasasının 141 ve 5271 sayılı CMK'nın 34/1, 223/2, 230/1, 231/11 ve 289/1-9. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının; sanık, mağdur, C. Savcısı ve herkesi inandıracak ve de Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde açık ve gerekçeli olması, iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması, mevcut delillerin irdelenmesi ve delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden 21.03.2013 günlü hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına dair karara atıfta bulunularak gerekçesiz hüküm kurulması nedeniyle 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 21.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.