Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11450 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8788 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSuç : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal, mala zarar vermeHÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:A-Suça sürüklenen çocuklar ... ve ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 50/5. maddesinde öngörülen düzenlemeye göre, hükmolunan cezanın türü ve miktarına nazaran, 14.04.2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna eklenen Geçici 2. madde uyarınca, doğrudan verilen 3.000 TL ve altında kalan adli para cezasına ilişkin hükmün temyizi mümkün bulunmadığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafiinin temyiz talebinin isteme uygun olarak REDDİNE, B-Suça sürüklenen çocuklar ... ve ... hakkında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını ihlal suçları ile suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;Suça sürüklenen çocuk hakkında verilen hükümde, 5395 sayılı Kanun’un 5/1-b ve d maddesi gereğince çocuklara özgü güvenlik tedbirine hükmedilmiş olması nedeniyle mala zarar verme suçundan verilen hükmün temyizi kabil hale geldiği anlaşıldığından, tebliğnamedeki temyiz talebinin reddini isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak;18 yaşından küçük suça sürüklenen çocuk ... hakkında 5237 sayılı TCK'nın 31. maddesi doğrultusunda Adli Tıp Kurumundan alınan suça sürüklenen çocuğun işlediği fiilinhukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığına ilişkin rapor için harcanan 75 TL. masrafın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6/3-c maddesi gereğince suça sürüklenen çocuklara yargılama gideri olarak yükletilemeyeceğinin ve kalan tebligat masrafı 64 TL’den ibaret yargılama giderinin de 6352 sayılı Kanun’un 100. maddesi ile CMK'nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması nedeniyle Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı olarak, tüm yargılama giderinin suça sürüklenen çocuklardan müştereken alınmasına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ..., ... ve ... müdafilerinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “Bir adet Adli Tıp Kurumu rapor bedeli 75 TL. ile sekiz adet davetiye bedeli 64 TL olmak üzere toplam 139 TL yargılama giderinin suça sürüklenen çocuklardan müştereken alınmasına,” ibaresinin çıkartılması ve yerine “Tebligat ücreti 64 TL. ve Adli Tıp Kurumu rapor ücreti 75 TL. olmak üzere toplam 139 TL. yargılama giderinin Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.