MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Karşılıksız yararlanma, mühür bozmaHÜKÜM : Karşılıksız yararlanma suçundan ceza verilmesine yer olmadığına, mühür bozma suçundan beraatineMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:1- Sanık hakkında mühür bozma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;Kurum tarafından gönderilen 11.11.2011 tarihli müzekkere cevap ekinde bulunan 31.05.1990 tarihli mühürleme tutanağında pense numarası ve sayaç numarasına ilişkin bilgilerin yer almaması karşısında; tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre katılan vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,2- Sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun ve doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar. Hükmü uyarınca zararın tazmin edilmiş olması halinde ilgili hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği ancak geçici bir dönemi kapsayan bu düzenleme nedeniyle verilen kararların ise 6352 sayılı Yasanın 84. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesine eklenen 5. fıkrasında öngörülen etkin pişmanlık hükmünden ikiden fazla yararlanamayacağına ilişkin sayı kısıtlaması kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, 6352 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce kesinleşen mahkumiyet hükümleri ile ilgili olarak, uyarlama yargılaması sonucu 6352 sayılı Yasanın Geçici 2/2. maddesi gereğince verilen kararların 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrası uyarınca adli sicile kaydedilmesi gerektiği ancak 6352 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilen kararların 6352 sayılı Yasanın 84. maddesi ile 5237 sayılı TCK' nın 168. maddesine eklenen 5. fıkrasında düzenlenen etkin pişmanlık hükmünden sanığın kaç kez yararlandığının denetlenmesine olanak sağlayan ve 6352 sayılı Yasanın 103. maddesi ile 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 6. maddesine eklenen 2. fıkra kapsamında adli sicile kaydedilmesi gereken kararlardan olmadığı gözetilmeden, 6352 sayılı Yasanın Geçici 2/2 ve 5271 sayılı CMK' nın 223/4 maddesi uyarınca sanık hakkında verilen ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın 5352 sayılı Adli Sicil Kanunun 6/2 maddesi uyarınca adli sicile kaydedilmesine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan hüküm fıkrasından "Yasa gereği elektrik suçlarında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması durumunda bunun ...Müdürlüğü'nde sicil tutulması gerektiğinden bu kuruma ayrıca yazılmasına" dair bölümün çıkartılmasına karar verilmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.