Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11068 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 25996 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Suça sürüklenen çocukların yanlarında hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık ... da olduğu halde, müştekiye ait aracın bagajını açtıkları sırada, tanıklar tarafından görülmeleri üzerine olay yerinden kaçtıkları, ancak yarım saat sonra ihbar üzerine kolluk kuvvetleri tarafından kovalamaca sonucu yakalandıkları olayda, müştekiden aracının bagajının kilitli olup olmadığı sorularak, kilitli ise eylemin TCK'nın 142/1-b maddesine uyacağı, aksi takdirde TCK'nın 141/1. maddesinde yazılı suçu oluşturduğunun gözetilmemesi, 2-5237 sayılı TCK'nın 50/1-f maddesinde yer alan seçenek yaptırıma hükmedilebilmesi için suça sürüklenen çocukların gönüllü olmaları gerektiği gözetilmeyerek, bu hususta suça sürüklenen çocukların beyanları alınmadan yazılı şekilde h??küm kurulması, 3-Suça sürüklenen çocuklar hakkında, TCK'nın 50/3 maddesi yollamasıyla 50/1-f maddesi uyarınca tayin olunan seçenek yaptırım süresinin mahkum olunan cezanın yarısından bir katına kadar belirlenmesi yerine yazılı şekilde 1 yıl olarak fazla belirlenmesi, 4-5237 sayılı TCK'nın 50/3. maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkum olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/4.maddesinde "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır" şeklinde düzenleme yapılmıştır. Her ne kadar 5237 sayılı TCK'nın 50/6. maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında 5237 sayılı TCK'nın 50/6. maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır. Bu itibarla suça sürüklenen çocuklar hakkında kurulan hükümde kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, 5-5271 sayılı CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca, 18 yaşından küçük suça sürüklenen çocukların savunmalarını yapmaları için zorunlu müdafi görevlendirilmesi nedeniyle, müdafiiye ödenen ücretin, suça sürüklenen çocuklara yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi suretiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye aykırılık meydana getirilmesi, 6-Müdafii ücreti çıkarıldıktan sonra, her bir suça sürüklenen çocuğun ayrı ayrı sarfına neden olduğu 11,66 TL'nin 6352 sayılı yasanın 100. maddesi ile CMK'nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğunun ve bu nedenle suça sürüklenen çocuklara yargılama gideri olarak yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.