Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 993 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 14434 - Esas Yıl 2005





Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan Muhittin, Ayten ve Yıldız avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de dava miktar itibariyle duruşmaya tabi olmadığından bu isteğin reddiyle incelemenin evraklar üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.Davacı, davalılarla aralarında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanarak açtığı tescil davasında, 389. parselle ilgili davasının,,bu., parsel açısından sözleşmenin geçersiz olduğundan bahisle mahkemece red edildiğini, bu parselle ilgili ödediği para nedeniyle davalıların sebepsiz zenginleştiğini bildirip, akdin ifasının imkansız olduğunun anlaşıldığı tarihteki, ödediği bedelin ulaştığı değerin tesbitiyle, şimdilik 10.000.000.00 TL tazmi- natın tahsilini istemiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, bilirkişi raporuna dayanarak ve davacı talebiyle bağlı kalı- narak davalı Cevriye'den 1.598.734.770 TL, davalı Hasan Fehmi mirasçıla- rından 8.379.265.230 TL.nin tahsiline, davalı Abdullah hakkındaki dava ati- ye bırakıldığından karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hasan Fehmi mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerekti rici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması na göre davalı Hasan Fehmi mirasçılarının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Noterde düzenlenen 11.09.1987 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleş mesi ile Milas İlçesi A Köyü G mevkiinde kain 389 parsel sayılı, mu risinden intikal eden taşınmazdaki hissesinin tamamını, Hasan Fehmi'nin 55.000.000 TL'ye davacıya satarak bedelini aldığı, davacı tarafından tapu iptal ve tescil talebiyle dava açıldığı, taşınmazın iştirak halinde olup, paydaş- lardan birinin tek başına yaptığı satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmadığı gerekçesi ile davanın red edildiği, kararın 18.09.1987 tarihinde kesinleştiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacının dayandığı noterde resen düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi geçerli bir sözleşme olup, tarafları bağlar. Ancak taşınmaz iştirak halinde olduğundan ve hisse satışı yapıldığından sözleşmenin ifa kabiliyeti yoktur. Nitekim tapu iptal ve tescil davasında bu nedenle red edilmiştir. Davacı sözleşmeden dönerek, ifa kabiliyetinin olmadığının öğrenildiği tarih itibariyle, yaptığı ödemenin denkleştirici adalet kuralları gereği ulaştığı değeri istediğine göre, taşınmazı tapuda devir edemeyen davalı aldığı satış bedelini davacıya iade etmekle yükümlüdür. Davacının ödediği satış bedelinin, ödeme tarihinden 18.09.1997 tarihine kadar denkleştirici adalet ilkelerine göre "enflasyon, tüketici fiyat endeksi, altın ve döviz kurları ile İşçi ve memur maaşlarındaki vs. artışların ortalamaları alınarak" ulaştığı alım gücü açıklamalı, gerekçeli, denetime elverişli bilirkişi raporu ile belirlenip, bu miktara hükmedilmesi gerekir. Ödenen satış bedeli sözleşmede 55.000.000 TL olarak belirtilmesine rağmen, davalıya daha fazla ödeme yapıldığı dosya belge ve delil ibraz edilerek ispat edilmeden, davalıyı bağlayıcı niteliği olup olmadığı, ne şekilde düzenlendiği araştırılmayan 10.03.1994 tarihli rapora dayanılarak, davacı tarafça satış bedeli olarak davalıya yapılan ödemelerin 88.400.000 TL olarak kabul edilmesi de doğru değildir. Bu nedenle satış bedelinin 55.000.000 TL.den fazla olduğuna dair davacının delilleri toplanıp, kendisine ispat imkanı tanınmalıdır. Ödenen satış bedelinin, sadece döviz kurlarındaki artışı esas alarak yapılanhesaplamaya dayanan, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.Sonuç: Birinci bent gereği sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bent gereği kararın temyiz eden davalılar yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 01.02.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.