Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9885 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2972 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ile 15/06/2011 tarihinde simsarlık ücret sözleşmesi imzaladıklarını ve sözleşme ile bir adet gayrimenkulün satış işlemlerine aracılık etme yetkisinin kendisine verildiğini, alıcı ile davalıyı biraraya getirdiğini ve taraflar arasında gayrimenkul satım sözleşmesi akdedildiğini, ancak sonradan davalının satıştan vazgeçtiğine dair Karşıyaka 2. Noterliğinin 12 Temmuz 2011 tarihli ihtarnamesini gönderdiğini, davalı taraf ile yapılan sözleşmenin 6. maddesi gereğince sözleşmeden mal sahibinin cayması durumunda simsarın sözleşme ile kabul edilen komisyon ücretinin tamamına hak kazanacağını, bu sebeple davalı hakkında 4.260,00 TL komisyon ücreti ve 252,00 TL ilan bedeli olmak üzere toplam 4.512,00 TL'nin tahsili amacıyla başlattığı icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazının iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.1-Davacı, eldeki dava ile sözleşmeye dayalı olarak başlattığı takibe vaki itirazın iptalini istemiştir. Mahkemece, her ne kadar davalının dava konusu taşınmazın maliki olmadığı ve gerek sözleşme tarihinde gerekse taşınmazın satım sözleşmesinin düzenlendiği tarihte davalının ifa imkanından yoksun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; taraflar arasında imzalanan 15.06.2011 tarihli sözleşmenin 6.maddesinde, teklif edilen bedelle müşteri temin edilmesine rağmen mal sahibinin sözleşmeden cayması halinde, simsarın bu sözleşme ile kabul edilen komisyon ücretinin tamamına hak kazanacağı; 7.maddesinde ise simsarın alıcı ile satış sözleşmesi yapabileceği yazılıdır. Davacı da, 03.07.2011 tarihinde dava dışı Serkan Kalmış ile davalının kendisine vermiş olduğu yetkiye dayanarak sözleşme imzalamıştır. Bu sözleşmede davalı satıcının imzasının bulunmaması davacıya verilen sözleşme yapma yetkisi karşısında önem taşımamaktadır. Hal böyle olunca, Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli olduğu gözetilerek ve sözleşme hükümleri değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 07/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.