MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.K A R A RDavacı, davalı inşaat şirketinden gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle daire aldığını, sözleşmeye göre taşınmazın satış bedelinden 13.000TL'lik kısmı peşin olarak davalı şirkete ödediğini, kalan kısma ilişkin davalı bankadan bağlı kredi kullandığını, taşınmazların 31.10.2011 tarihine kadar teslim edilmesi gerekirken tesliminin gerçekleşmediğini belirterek, davalı inşaat şirketi ile yapılan taşınmaz satış sözleşmesi ile davalı banka ile yapılan kredi sözleşmesinin feshine, davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, kredi sözleşmesi nedeniyle davalı bankaya ödenen kredi taksit toplamı 12.153,36 TL, alınan kredi nedeniyle ödenen ipotek tescil ve fek ücreti 200,00 TL, dask bedeli 146,29 TL, sigorta bedeli 120,72 TL, tapu harcı 1.380,00 TL, emlak vergisi 13,00TL, gecikme tazminatı zararı 2.000 TL, tespit masrafları 438,00TL olmak üzere toplam 29.731,37 TL'nin faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, tapu iptal ve tescil talebinin ve tapudaki ipoteğin kaldırılması talebinin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 29.357,79 TL'nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacı ile banka arasında yapılan kredi sözleşmesinden dolayı davacının bankaya borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılardan... Bankası AŞ tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, temyiz eden davalı bankanın tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Mahkeme hükmünün gerekçesi ile birlikte değerlendirilmesiyle, 29.357,79 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine ve davacı ile banka arasında yapılan kredi sözleşmesinden dolayı davacının bankaya 70.980,93TL borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiş; ancak yalnızca 29.357,79 TL üzerinden davacı lehine vekalet ücreti verilmiştir. Oysa, davacı lehine davanın kabulüne karar verilen toplam bedel (29.357,79 TL+70.980,93 TL) 100.338,72 TL'dir. Mahkemece, anılan bedel üzerinden davacı lehine vekalet ücreti verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK.’nun 438/7. maddesi gereğidir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bent gereğince, hükmün 5. bendindeki “3.522,93 TL vekalet ücretinin” söz ve rakamlarının karardan çıkartılmasına, yerine “10.427,09 TL vekalet ücretinin” söz ve rakamların yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.504,10 TL. kalan harcın temyiz eden davalıdan alınmasına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.