Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 979 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4897 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul ısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARAR Davacı, davalının vekili sıfatıyla idare mahkemesinde dava açıp, hukuki yardımlarda bulunduğunu, hak etmiş olduğu vekalet ücretinin ise ödenmediğini, 29.5.2007 tarihinde de haksız olarak azledildiğini, bu durumda akdi vekalet ücreti ile Avukatlık Kanununun 164/son maddesi gereğince karşı taraf vekalet ücretinin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 156.000,00 TL ücret alacağının, azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, azlin haklı olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, 12.8.2011 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle, davacının avukat olarak takip etmiş olduğu “idari işlemin iptaline” ilişkin idare mahkemesinde açılan davanın, parayla ölçülemeyen bir dava olması nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. bölümüne göre maktu ücretin ödenmesi gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabulüne, 450,00 TL vekalet ücretinin dava tarihi olan 4.8.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 2012/4897-2013/9791-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Avukatlık Kanununun 164/son maddesi hükmüne göre, karşı tarafa yükletilen vekalet ücreti avukata ait olup davacı, gerek müvekkilin asile ödemesi gerekli olan, gerekse karşı tarafa yükletilen vekalet ücretinin tahsili için eldeki davayı açmıştır. Karşı tarafa tahmil edilecek vekalet ücretinin miktarı, dava ve icra takibinin sonuçlanması ile belli olur. Vekil edenin avukatına ödeme borcu da, bunun karşı taraftan tahsil edildiği anda doğar. Henüz karşı taraftan vekalet ücreti alacağını tahsil etmemiş olan müvekkilden, avukat bu ücret alacağını isteyemez. Ancak kural böyle olmakla birlikte bu kurala sıkı sıkıya bağlı kalınmamalı, Avukatlık Kanununun 164/son maddesine işlerlik kazandıracak şekilde her olayın özelliğine, durum ve şartlarına göre değerlendirme yapılmalı, özellikle MK’nun 2. maddesinde belirtilen hakkın kötüye kullanılmasına, dürüstlük kurallarının ihlaline izin verilmemeli, gerektiğinde müvekkilin bu alacağını karşı taraftan tahsil etmiş olduğu da kabul edilmelidir. Açıklanan bu nedenlerle somut olayda davacı avukatın Avukatlık Kanununun 164/son maddesinde düzenlenen karşı taraf vekalet ücretine de hak kazandığının kabulü gerekir. O halde mahkemece davacının talebi göz önünde bulundurularak, takip etmiş olduğu dava nedeniyle, Avukatlık Kanununun 164/son maddesine göre karşı taraf vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: 1. bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz edilen hükmün 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 26,75 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.