Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9769 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13460 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı davacı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vekili avukat ... ile davacı ... Grup San. Tic. Ltd. Şti vekili avukat ...'un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı emlakçı olduğunu, davalıların taşınmazlarının ...'e satılması için davalılar ile 25.11.2008 tarihli komisyon taahhüt sözleşmesi imzaladıklarını, ancak davalıların sözleşmeden sonra 191 dekar araziyi sözleşmede belirtilen ...'e satarak komisyon ücretini ödemekten imtina ettiklerini, komisyon alacağının tahsili için başlatılan icra takibine de haksız itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 22.04.2013 gün, 2012/10976 Esas ve 2013/7196 karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, icra takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 152.800,00-TL asıl alacak,92.049,34-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 244.849,34-TL üzerinden devamına, asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren %18 oranında faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazla taleplerin reddine, koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-İİK'nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz eden ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurların bilinmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde; alacağın 25.11.2008 tarihli sözleşmeye dayalı olması, sözleşmede dönüm başına ödenecek komisyon ücretinin maktu olarak kararlaştırılması, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. 3-Mahkemece, sözleşmede kararlaştırılan oran üzerinden talep edilen işlemiş faizin sözleşmeden sonra yürürlüğe giren 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 120. maddesi nedeni ile kısmen reddedilmesinde davacının bir kusuru bulunmadığından reddedilen faiz alacağı yönünden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/7 maddesi gereğidir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan “Alacak likit bir alacak olmayıp yargılamayla belirlendiğinden koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı taleplerinin reddine,” cümlesinin hükümden çıkartılarak yerine “Şartları oluştuğundan asıl alacağın %40'ı oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, üçüncü bent gereğince gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 7. bendinde yer alan “Davalılar kendilerini bir vekille temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesap edilen ve taktir olunan 15.263,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine” cümlesinin hükümden çıkartılarak yerine “İşlemiş faiz talebinin yasa değişikliği nedeniyle kısmen reddedilmesinde davacının bir kusuru bulunmadığından reddedilen faiz alacağı yönünden davacı aleyhine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,”cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 1350,00 TL duruşma avukatlık parasının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, aşağıda dökümü yazılan 12.544,65 TL kalan harcın davalılardan alınmasına, peşin alınan harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.