Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9711 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18576 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı için kendi adına çektiği taşıt kredisinin taksitlerinin davalı tarafça ödenmemesi nedeniyle icra takiplerine maruz kaldığını ileri sürerek 22.500,00TL nin davalıdan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı yargılamaya katılmamış, herhangi bir savunmada bulunmamıştır.Mahkemece davanın kabulü ile 4.460,00TL nin davalıdan tahsiline hükmedilmiş, karar davalı tarafça temyiz edilmiştir.1-6100 sayılı HMK’nın 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nın 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nın 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nın yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir. Somut olayda dava 22.500,00TL üzerinden açılmasına, harcın da bu miktar üzerinden yatırılmasına rağmen davanın kabulü denilerek dava değerinin yalnızca bir kısmına hükmedilmiş olması hüküm ile gerekçe arasında açık çelişki yaratmış olup usul ve yasaya aykırı bu durum hükmün bozulmasını gerektirir.2-Bozma nedenine göre davalının birinci bent kapsamı dışına kalan sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının birinci bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.