Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 963 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 23713 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalının 11.6.2007 tarihli vekaletnamesi ile vekil tayin edildiğini, davalı tarafından 18.5.2009 tarihindede azledildiğini, azilin haksız olduğunu ve davalı için takip ettiği yasal önalım konulu davayı davalı lehine sonuçlandırdığını ve müteakip icra dosyasınıda takip ettiğini ancak davalının haksız azli nedeniyle vekalet ve karşı vekalet ücretlerini ödenmediğinden bahisle, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla 2007/237 esas sayılı dosya için 15.192,00 TL, 2006/3911 sayılı dosya için 100.TL vekalet ücretinin azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 15.126,00 TL alacağın temerrüt tarihi olan 8.6.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.1.Dava, vekalet ücreti alacağınailişkin olup, davacı avukat haksız azil nedeniyle tahsil edemediği vekalet ücretlerini istemiş, davalı ise azlin haklı olduğunu, davacı vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak karşı tarafın da vekilliğini kabul ettiğini ve azilden sonra kendisi hakkında tapu iptal tescil davası açtığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Davacı Avukat hakkında bağlı bulunduğu Baro Disiplin Kurulunca davalının bahsettiği eyleminden dolayı Avukatlık Yasasının 34,38-b ve Türkiye Barolar Birliğinin 2012/23713 2013/963Meslek Kurallarının 2,3,4,36 maddelerine aykırılık nedeniyle cezaya hükmedildiği, bu cezanın da Barolar Birliği tarafından onandığı anlaşılmakta ise de bu kararın kesinleşip kesinleşmediği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Ayrıca davacı hakkında davalının Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunduğu ve Bakanlık tarafından soruşturma izni verilmemesi nedeniyle İdare Mahkemesinde işlemin iptali için dava açıldığı davalının beyanından anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı hakkında Hazırlık soruşturması ve disiplin soruşturması sonucunun beklenmesi ve bunlarında değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.2.Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yerolmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.