Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 93 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 34786 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı,... müşteri numarası ile davalı banka şubesinden konut kredisi kullandığını, daha sonra da krediyi yapılandırdığını, bu kredinin kullandırılması ve yapılandırılması sırasında kendisinden toplamda 8.418,91 TL işlem masrafı ve yeniden yapılandırma kesintileri yapıldığını, ayrıca kullandığı bu kredilerin... planını almak için başvurduğunda kendisinden 78,75 TL daha masraf alındığını ileri sürerek yapılan kesinti tutarı 8.497.66 TL'nin davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş ve "Satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyiniyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı, değildir. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden, standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez. Bir satıcı veya sağlayıcı, bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürüyorsa, bunu ispat yükü Ona aittir. 4077 Sayılı Kanunun değişik 6 ve 31 maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde "satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartlar batıldır" hükmü getirilmiştir. Somut olayda; bilirkişi raporu uyarınca davacının davalı bankadan konut kredisi kullandığı, konut kredisinin yeniden yapılandırma yoluna gidildiği, konut kredisinin ikinci kez yeniden yapılandırıldığı, ve toplam olarak 6.418.91 TL. yapılandırma komisyonu, 1.218.,16 TL. konut kredisi faizi,824,31 TL. hayat sigortası, 78,75 TL. dekont isteme ücreti olarak 8.540,13 TL. davacı yanca ödeme yapıldığı, kredinin tüm aşamalarında gerek kredi kullandırım gerekse de yapılandırma dönemlerinde davacının kredi sözleşmelerini imzaladığı, davacının her iki yapılandırma dönemlerinde ödemiş olduğu komisyon tutarlarını kabul ettiği, bu nedenle ödemiş olduğu komisyon ve masraflarla ilgili alacak hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hemen belirtmek gerekir ki, davalı banka, sadece kredinin verilmesi ve yapılandırılması için belgeli ve zorunlu olan masrafları tüketiciden isteyebilir. Kredi verilmesi ve yapılandırılması için gereken zorunlu masrafların neler olduğu konusunda ispat yükü ise davalı bankaya aittir. Aksi halde, maktuen belirlenen bir miktarın tüketiciden alınacağına dair hükmün yukarıda açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız şart olduğunun kabulü gerekir. Öyle olunca, mahkemece, davalı bankadan bu yönde delilleri sorulduktan sonra, konusunda uzman bilirkişi ya da heyetinden kredinin kullanılması ve yapılandırılması için zorunlu masrafların neler olduğunun ve miktarının tespiti için yeni bir bilirkişi raporu alınması, davacının kullandığı kredi için yaptığı masrafları talep edip edemeyeceği hususu da tartışılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 05/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.