MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiKARARDavacı, davalı şirketten 19.08.2011 tarihinde daire satın aldığını, ancak sözleşme ile taahhüt edilen tenis oyun sahasının spor yapmaya elverişli olmadığı, küçük olduğunu ileri sürerek, tenis kortunun sözleşme ekindeki şartname ve tanıtım broşürlerine uygun ölçülerde yapılmasının teminini, bunun mümkün olmaması halinde beklenen faydadaki kaybın tespiti ile fazlaya dair hakların saklı tutularak 1.000 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava ile satın alınan dairenin içinde yer aldığı binaya ait tenis kortunun ayıplı ve eksik yapılması nedeniyle değer kaybının tazmini talep edilmiştir. Mahkemece, yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmişir. Somut olayda, mahkemece yetkisizlik kararı verilmeden önce İstanbul 8. Tüketici Mahkemesince, " taraflar arasındaki ihtilafın İstanbul/Merkez mahkemelerince çözüleceği" şeklinde yetkili mahkemenin belirlenmesine ilişkin sözleşmedeki düzenlemenin, HMK 17.maddesine aykırılık teşkil ettiğinden geçersiz olduğu, davacının ikamet adresi ve davalı şirketin adresinin İstanbul/Anadolu yakasında bulunduğu, dava konusu projenin bulunduğu yerin Sancaktepe/istanbul olduğu gerekçeleri ile yetkisizlik kararı verilerek taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.Dosya kendisine gelen yerel mahkeme ise "uyuşmazlık konusu olayda kesin yetkinin bulunmadığı, HMK 19 maddesi gereğince ancak cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunulabileceği, somut olayda böyle bir yetki itirazının bulunmadığı, esasen kararın tensiben verildiği bu aşamaya dahi geçilemediği" gerekçesi ile karşı yetkisizlik kararı verilerek dava usulden reddedilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, taraflar arasındaki ihtilaf HMK da düzenlenmiş kesin yetki hallerine ilişkin değildir. Kamu düzenine ilişkin yetki kuralları hariç yetki itirazı olmadan mahkeme kendiliğinden yetkisizlik kararı veremez. Somut olaydaki gibi bir durumda kendisine yetkisizlik kararı verilen mahkemece işin esasının inceleneceği, karşı yetkisizlik kararı verilemeyeceği açıktır. Hal böyle olunca işin esası incelenip sonucu çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 30/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.