Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8939 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9803 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Kayseri 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/11/2012NUMARASI : 2010/1227-2012/650Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalının 2.1.2008 tarihli sözleşme ile avukatlığını yaptığını, 2008 yılı ekim ayından itibaren ücretinin ödenmemesi nedeni ile sözleşmeyi feshettiğini ve istifa tarihine kadar bakiye ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek, tahsili için yaptığı icra takibine haksız itirazının iptali ile % 70 tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı, sözleşmenin dönem sonunda yenilenmeyerek sona erdirildiğini, 2008 yılı ekim ayından itibaren maaşının da anlaşmazlık nedeni ile ödenmediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile 10.390 Tl. asıl 10.271 TL.işlemiş faiz üzerinden itirazın iptali ile % 40 tazminata karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasında 2.1.2008-1.1.2009 dönemi için hukuki müşavirlik, danışmanlık ve avukatlık hizmeti sunumuna ilişkin sözleşme yapıldığı, bu dönemde hukuki yardımın karşılığı olarak 660 TL. maktu ücretin ödeneceğinin kararlaştırıldığı ve davacı avukat tarafından takip ettiği 2008/282 esas sayılı dosyaya 15.10.2009 tarihinde verdiği dilekçe ile vekaletten istifa ettiğini bildirdiği Anlaşılmaktadır. Davacı davalı aleyhine yaptığı icra takibi ile 2008 yılı ekim ayından itibaren ödenmeyen 14 aylık maktu vekalet ücreti ile işlemiş faizi ve cezai şart toplamı 30.471 TL. üzerinden talepte bulunmuştur. Mahkemece aylık % 10 faiz uygulanarak işlemiş faiz hesabı yapıldığı gibi, takip tarihinden itibaren de aylık % 10 faiz uygulanmasına karar verilmiştir. Uyuşmazlığın Dairemiz incelemesine geldiği aşamada 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunu’nun 2. Maddesinde, " Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları, gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın, bütün fiil ve işlemlere uygulanır " denildikten sonra, görülmekte olan davalara ilişkin uygulama başlığını taşıyan 7. maddesinde aynen “ Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi, görülmekte olan davalarda da uygulanır.” düzenlemesi getirilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 88. maddesindeki “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz ” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; uyuşmazlığın çözümü bakımından yargılama sırasında yürürlüğe girmiş bulunan ve halen devam eden davalarda da uygulanması gereken hükümler içeren 6098 sayılı TBK 88 ve 120. Maddelerinin emredici nitelik taşıdığı ve taraflar ileri sürmese de re'sen gözetileceğinin kabulü gerekir. TBK.nda " temerrüt faizi" başlıklı düzenlemede (m 120) şu şekilde bir çözüme gidilmiştir:Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir (TBK m.l20/f.l atfıyla 3095 sayılı Yasa m.2). Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmışsa, bu oran (sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı), birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. (TBK m. 120/f.2 atfıyla 3095 sayılı Yasa m.2- âdi işlerde %9 + yüzde yüz fazlası yani %9 =18'i; ticari işlerde avans faizinin yüzde yüz fazlasını yani avans faizinin iki katını, ( 1.1.2011 tarihinden 31.12.2012 tarihine kadar avans faizi %15 olduğundan iki katı olan %30'u aşamayacaktır ) Hal böyle olunca; mahkemece, hükmedilecek işlemiş faiz ile takip tarihinden itibaren uygulanacak faiz oranının yukarıda açıklanan şekilde temerrüt tarihinden itibaren yıllık 3095 sayılı kanun gereğince öngörülen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşmayacak şeklide temerüt faizi olarak uygulanması gerekirken yazılı şekilde aylık % 10 ( yıllık 120 ) faizi ile hesap yapılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.3-Mahkemece davacının alacak kalemlerinin kısmen kabulüne karar verildiğine göre, reddedilen alacak kalemi için davalı lehine vekalet ücretine karar verilmemesi de usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 307.00 TL harcın istek halinde iadesine, 27.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.