Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8905 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 31559 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Ayancık Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/09/2013NUMARASI : 2013/129-2013/475Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalıya değişik zamanlarda borç para verdiğini ancak karşılığında senet almadığını, borca dayanak olarak elinde davalıya havale yapıldığını gösteren dekont olduğunu, davalının aldığı borcu ödemeyince Ayancık İcra Müdürlüğü' nün 2010/469 esas sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, davalının borca itiraz ettiğini belirterek takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacıdan borç para almadığını, havale dekontunun borç ilişkisinin varlığını ispat etmeye yeterli olmadığını, davacı tarafından kendisine gönderilen paranın, eşine ait taşınmazın davacıya haricen satılması karşılığı olduğunu, davacının evi üzerine almak istemediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, Ayancık İcra Müdürlüğü'nün 2010/469 esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile icra takibinin devamına karar verilmi??; hüküm, davalı tarafınan temyiz edilmiştir. Mahkemece 9.4.2012 tarihinde 2010/225 esas, 2012/57 karar sayılı davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dairemizin 6.5.2013 tarih 2012/16111 esas, 2013/ 11415 karar sayılı bozma ilamında açıkça davacının ödünç ilişkisinin varlığını ispat etmesi gerektiği, ispat yükünün ters çevrilerek davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, davacının karz akdine ilişkin delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile karar bozulmuş, mahkemece de bozma ilamına uyulduktan sonra yeniden davalının savunması ikrar mahiyetinde kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki Yargıtay bozma ilamına uyulmakla birlikte davalı lehine usuli kazanılmış hak doğmuştur. Bozma ilamına uyulduktan sonra bozma gerekleri yerine getirilmek zorundadır. Davalının savunmasının gerekçeli inkar mahiyetinde olduğu dairemizin bozma ilamında açıkça belirtilmiş, mahkemece de bozma ilamına uyulmakla bu yön kabul edilmiştir ve artık davalının savunmasının ikrar mahiyetinde olduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır. Toplanan delillerden ve dosya kapsamından davacının karz ilişkisini ispat edemediği anlaşılmaktadır. Ne var ki davacı delil listesinde "her türlü yasal delil" demiş olduğundan davacıya, davalıya yemin yöneltme hakkı bulunduğu hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı lehine BOZULMASINA, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, 26.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.