MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, dava dışı üçüncü kişi ile banka arasında imzalanan tüketici kredi sözleşmesinde davalının kefil olarak imzasının bulunduğunu, asıl borçluya ve kefile gönderilen ihtarnamelerin sonuçsuz kaldığını, toplam 18.536,03-TL borcun tahsili amacı ile başlatılan takibe davalı kefilin haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı kanunun 10. maddesinin 3. fıkrasının son cümlesi "Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez." hükmünü getirmiştir. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup adi yada müteselsil kefil ayrımı yapılmamıştır. Emredici hükümlerin mahkemece re'sen dikkate alınması zorunludur. Alacaklı asıl borçluya başvurup, alacağını tahsil edemediği takdirde kefile başvurup alacağının tahsilini isteyebilecektir. Somut olayımızda davacı, dava dışı asıl borçlunun borcunu ödememesi üzerine alacağın tahsili yönünde asıl borçlu ile birlikte davalı aleyhine icra takibi yapmıştır. Halbuki davacının, davalı kefilden henüz alacağını talep etme hakkı yasal olarak doğmamıştır. Mahkemece, açıklanan bu nedenlerle davanın 2014/33268 2015/882reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2. bente açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 21.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.