MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı şirketi icra dosyasında alacaklı vekili sıfatı ile temsil ettiğini, şirket yetkilisinin yazılı muvafakati ile borçlunun gayrimenkulünün borca mahsuben şirket adına alınmasını sağladığını ancak vekalet ücretinden mahrum bırakılmak için haksız azledildiğini ileri sürerek, gerek karşı yan gerekse müvekkil vekalet ücreti olarak hak ettiği ücretinin, dava tarihinden yasal faizi ile tahsilini istemiş ıslah ile dava değerini 21336,00 TL olarak belirlemiştir.Davalı, davacı ile aralarında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığını, aylık ücret karşılığı şifahen anlaşıldığını ve şirketin hukuki işlemlerini takip ettiğini ancak verilen iradeye aykırı olarak gayrimenkulün şirket adına borca mahsuben alındığı gibi diğer işlerde de mesleğin gerektirdiği özen ve sadakati göstermediği için haklı azledildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, azlin haksız olduğu kanaati ile davanın kabulüne, 14.048,00 TL vekalet ücreti alacağının dava tarihinden, 6688,00 TL vekalet ücreti alacağının ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar vermiş; hüküm, davalı yanca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davacı, eldeki davası ile haksız azil nedeni ile hakettiği vekalet ücretinin tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı davanın reddini dilemiş, mahkemece davanın kabulü ile 6688, 00 TL karşı yan vekalet ücreti ile takip miktarının %20 si üzerinden hesap edilen nispi vekalet ücreti 14048, 00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinin dördüncü fıkrasında “Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarının incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi mevcut olmayıp, davalı tarafından davacı avukata Kadıköy 19. Noterliği'nin 03/08/2009 tarihli düzenleme şeklinde vekaletname verildiği dolayısıyla bu tarih itibariyle sözleşme ilişkisi kurulduğuna göre davacı, bu tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu hükümleri gereğince akdi vekalet ücreti istemeye hak kazanmıştır. Ancak davanın ve takibin parayla değerlendirilmesi halinde %10 ile %20 arasında oran belirlenirken hangi ölçünün esas alındığının da gerekçeli olması gerekir. Hükme esas alınan Bilirkişi raporunda belirtilen dosyanın gereği gibi takip edilmesi ölçütü kabul edilebilir bir kıstas olmayıp, bu husus zaten vekilin asli görevidir. Bu oran belirlenirken davalının sarf ettiği emek ve mesai ile dava ve takibin ve uyuşmazlığın niteliği gözardı edilmemelidir. Mahkemece %10 oranın aşılması halinde somut dayanakları gösterilmelidir. Öyleyse mahkemece belirlenen doğrultuda inceleme yapılıp takip nedeniyle davalı avukatın hakettiği ücrete ilişkin oran belirlenerek sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 355,00 TL harcın istek halinde iadesine, 16.3.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.