Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 843 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 34719 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil ... ile davalı....... Tıp Merkezi vekili avukat.....'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı tıp merkezine enjeksiyon yaptırması gerektiğinden 24/08/2011 tarihinde başvurduğunu, saat 20.00 sularında enjeksiyon ve pansuman yapıldığını, ancak enjeksiyondan sonra derin bir acı hissettiğini, sol ayağında ve bacağında acı oluştuğunu ve ayağının uyuşmaya başladığını, ayağa kalkamadığını yere düştüğünü, zor bir şekilde evine gidebildiğini ve o tarihten bu güne kadar ayakta iyileşme olmadığını, çeşitli hastanelerde tedavi gördüğünü ileri sürerek; 100.000,00 TL manevi tazminat ile 2.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacının şikayetlerinin bel fıtığı hastalığı ile uyumlu olduğunu, enjeksiyonu yapan hemşirenin kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı tıp merkezinde yapılan enjeksiyon uygulaması sonucu zarara uğradığı iddiası ile eldeki tazminat davasını açmıştır. Her ne kadar mahkemece, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'nun 20.06.2014 tarihli raporu benimsenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; somut olayda mahkemece hükme dayanak kılan Adli Tıp Kurumu raporu davacının aşamalarda dile getirdiği itirazlarını karşılar mahiyette ve yeterli değildir. O halde mahkemece, konu ile ilgili tüm tıbbi dökümanlar dosya içerisine alınarak, üniversite öğretim üyelerinden oluşturulacak, konusunda uzman, akademik kariyere sahip üç kişilik bilirkişi kurulundan, davacıların itirazları da karşılanmak suretiyle olayda davalıya atfı kabil bir kusur bulunup bulunmadığı konusunda, nedenleri açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı ederek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.