Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı, davalıdan harici sözleşme ile iki adet daire satın aldığını ve satış bedellerini ödediğini, davalının kat irtifakı kurulduğunda bağımsız bölüm olarak tapuların verileceği taahhüdünde bulunmasına rağmen halen tapuların verilmediğini ileri sürerek, sözleşmenin feshine ve dairelerin rayiç bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının satış bedelinin bir kısmını ödemediğini, diğer hissedarların hisselerini satın almadığını, daireleri teslim aldığı tarihten itibaren kiraya vererek senelerden beri kira geliri elde ettiğini, sözleşmenin resmiyapılmadığından geçersiz olduğunu, rayiç bedel ya da faiz istenemeyeceğini, boş kağıt imzalayarak davacıya verdiğini, satış sözleşmesinin sonradan davacı tarafından doldurulduğunu, tahsil edilen kira bedelleri için BK'nın 118. maddesi gereğince takas talebinde bulunduğunu, savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 30.12.1992 tarihli taşınmaz satışına ilişkin harici satış, MK'nın 634., BK'nın 213. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca resmi şekilde yapılmadığından geçersizdir. Her geçersiz satışta olduğu gibi taraflar aldıklarını sebepsiz iktisap hükümleri dairesinde iade ile yükümlüdürler. 10.07.1940 tarih ve 2/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, geçersiz taşınmaz satışında verilen satış bedeline alıcı faiz, taşınmazın kullanılmasından dolayı da satıcı ecrimisil veya kira bedeli isteyemez. Mahkemece, bağlayıcı nitelik taşıyan Tevhidi İçtihat Kararına rağmen, satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre ulaştığı değerden davacının elde ettiği kira gelirinin indirilmesi suretiyle her iki konuttan elde edilen kira gelirinin talep edilebilecek alacak miktarından çok fazla olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı mirasçıları yararına (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 03.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.