Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7503 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 29289 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, kurumdan yetim aylığı almakta olan .. ..’nun 5.11.2000 tarihinde vefat ettiğini, ancak 30.4.2007 tarihine kadar vekili tarafından aylıklarının tahsil edildiğini, davalı Bankanın 1.1.2001 tarihinden 30.4.2007 tarihine kadar yoklama belgesi almadan maaş ödemesi yapması nedeniyle kurumu 27.170,29 TL zarara uğrattığını, uğranılan zararın tahsili için başlatılan icra takibine ise haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, olay nedeniyle Bankaya atfedilebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, dava tarihinden sonra ödenen asıl alacak yönünden davanın konusu kalmadığından, hüküm kurulmasına yer olmadığına, işlemiş faiz miktarının ise, 21.880,92 TL olarak tespitine ve itirazın bu miktar üzerinden iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin faiz isteminin reddine asıl alacak miktarı 27.526,00 TL’ye asıl alacağın ödendiği 5.4.2011 tarihine kadar yasal faiz yürütülmesine, inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı kurum, davalı Bankanın aralarındaki protokole aykırı davranarak, kurumu zarara uğrattığını ileri sürerek, zararın tazmini için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Kurum mensubu ...’nun 5.11.2000 tarihinde vefat etmesine rağmen, vekili olan .. ..’ya 30.4.2007 tarihine kadar aylıklarının ödendiği sabit olup, davacı Kurum, davalı ve dava dışı ... ... aleyhine 27.526 TL asıl alacak, 22.767,91 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 50.293,91 TL’nin tahsili için takip başlatmıştır. Söz konusu olay nedeniyle hakkında ceza davası açılan ...’nın ceza mahkemesine vermiş olduğu 31.5.2011 tarihli dilekçesinde, “6111 sayılı kamu borçlarına af yasası kapsamında ...’na başvurduğunu, kuruma 27.526 TL borçlu olduğunun söylendiğini ve söz konusu bu miktar borcunu ödediğini,” belirtmiş olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece dava dışı ...’nın 6111 sayılı Yasa kapsamında bir müracaatının olup olmadığı konusunda araştırma yapılmışsa da, Kurumun 10.6.2011 tarihli cevabi yazısında, ilgilinin yapılandırma müracaat belgesinin olmadığı belirtilmiş, ancak aynı yazıda, 5510 sayılı yasanın 4. maddesinin birinci fıkrasının c bendi kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan yersiz ödeme borçları için yapılandırma müracaatının 18.3.2011 tarih 2011-29 sayılı Genelge gereği Kamu Görevlileri Emeklilik İşlemleri Daire Başkanlığına yapılacağı, böyle bir başvuru var ise bunun ilgili Daire Başkanlığından sorulması gerektiği” belirtilmiş olup, daha sonra konunun ilgili Daire Başkanlığından araştırıldığına ilişkin dosyada bir bilgi ve belge bulunmadığından, söz konusu borcun Kanun gereğince yapılandırma kapsamında değerlendirilip değerlendirilmediği net olarak anlaşılamamaktadır. Öte yandan, Çankırı Nüfus Müdürlüğü tarafından hak sahibi ...’nun vefatının davacı Kuruma zamanında bildirildiği, buna rağmen hak sahibine ait maaşların Bankaya yatırılmaya devam edildiği anlaşılmaktadır. Buna karşılık taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalı Bankanın da, hesaplara işlenen paraların çekilmesi sırasında yılda bir kez yoklama belgesi alması gerekirken, bu yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmediği, sadece 7.7.2006 tarihinde yoklama belgesi aldığı sabittir. Ne var ki 1.05.2004 tarihinde yürürlüğe giren 16.1.204 tarihli “Sosyal Sigortalar İşlemleri Yönetmeliği”nin 80.maddesi ile yoklama belgesi alma uygulamasına 1.5.2004 tarihinden itibaren son verildiği, buna göre davalı Bankanın, 1.5.2004 tarihinden önce her yıl yoklama belgesi alması gerekmekte ise de, bu tarihten itibaren yoklama belgesi alma yükümlülüğünün kalmadığı da anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı Bankanın 1.5.2004 tarihinden sonra yapılan ödemeler bakımından, kurum zararının oluşmasında herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının kabulü gerekir. O halde mahkemece öncelikle, takip konusu alacağın diğer borçlusu ...’nın, 6111 sayılı Yasa kapsamında müracaatının bulunup bulunmadığı, ödenmiş olan asıl borcun bu kapsamda ödenip ödenmediği, dolayısıyla davacı Kurumun takip konusu işlemiş faiz alacağının devam edip etmediği hususunda, gerekirse ilgili hakkında açılmış olan ceza dava dosyası da celp edilmek suretiyle, inceleme ve değerlendirme yapılmalı, asıl borcun, 6111 sayılı Yasa kapsamında ödenmiş olması halinde, işlemiş faize ilişkin feri borcu da ortadan kaldıracağı hususu dikkate alınmalı, aksi halde ise, 1.5.2004 tarihinden sonraki ödemeler yönünden davalı Bankanın sorumluluğunun olmadığı, bununla beraber hak sahibi ...’nun vefat ettiği tarihten 1.5.2004 tarihine kadarki ödemeler yönünden ise, yoklama belgesi almayan bankanın sorumlu olduğu, buna karşılık Çankırı Nüfus Müdürlüğü tarafından hak sahibi ...’nun vefatının davacı Kuruma zamanında bildirildiği halde, hak sahibine ait maaşların Bankaya yatırılmaya devam edilmesi karşısında yapılan yersiz ödemede davacının da kusurunun bulunduğu hususları birlikte değerlendirilerek, tarafların sorumluluk oranları belirlenip, sonucuna göre bir hüküm kurulması, gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2.bent gereğince davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 24,30 TL harcın istek halinde davalıya iadesine, 10.3.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.