MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Avukat ... geldi karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, dava dışı ... davalı tarafından inşaa edilen B2 blok 4 nolu daireyi satın ve her türlü hak ve alacakları ile birlikte devir ve temlik aldığını, ancak davalı tarafından vaad edilen sosyal tesislerin yapılmadığını ileri sürerek, 15.000 TL. tazminatın faizi ile ödetilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davacı ile davalı arasında satış sözleşmesi bulunmadığından husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davalı tarafından inşaa edilen projeden B2 blok 4 nolu dairenin, dava dışı ... tarafından 23.2.2005 tarihli sözleşme ile satın alınıp tapusunun 23.11.2006 tarihinde devir edildiği, davacının da dava dışı ... ile yaptığı 2.9.2010 tarihli sözleşme ile ; 4 nolu dairenin davacıya satılıp devir edildiği ve ... AŞ.nin yapıp teslim etmeyi yükümlendiği bağımsız bölüm ve eklentileri ile ilgili bu firmaya karşı ileri sürülebilecek her türlü hak ve 2012/4611-2013/747alacakların satım sözleşmesi ile birlikte davacıya devir ve temlik edildiğinin kararlaştırıldığı, tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Davacı ile dava dışı ... arasında yapılan 2.10.2009 tarihli sözleşme BK.nun 162. ve devamı maddelerine göre alacağın temliki niteliğinde olup ve yazılı şekilde biçimde yapıldığından geçerlidir. Alacağın temlikinde asıl olan alacak hakkının devridir. Bu alacak temlik anında var olmayıp, muhtemel bir alacak da olabilir. O halde davacı temlik hükümlerine göre davalıya karşı dava hakkına sahiptir. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken , aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 17.1.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.