MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalının güvenlik işlerinin sağlanması için açmış olduğu ihaleyi kazandığını, taraflar arasında 22.11.2007 tarihinde tip hizmet sözleşmesi imzalandığını, davalının ödemelerini geciktirdiğini, bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığını, bazı ödemelerin ise hiç yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 50.000-TL manevi, 450.000-TL maddi tazminat olarak toplam 500.000 TL’nin faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı,talep edilen zararlar ile geç ödemeler arasında illiyet bağının bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, 450.000,00 TL maddi tazminat isteminin kabulüne, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde;Davacı, davalının güvenlik işlerinin sağlanması için açmış olduğu ihaleyi kazandığını, taraflar arasında 22.11.2007 tarihinde tip hizmet sözleşmesi imzalandığını, davalının ödemelerini geciktirdiğini, bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığını, bazı ödemelerin ise hiç yapılmadığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davalının geç ödemeleri nedeniyle davacının temerrüt faizi, .... Bank Ankara Sincan şubesinden ve Vakıflar Bankasından kullanılan kredilerin faizleri, SGK primlerinin, muhtasar verginin ve kurumlar vergisinin faizleri ile iki ihaleye giremediği için uğranılan kaybını isteyebileceği gerekçesiyle maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Borçlu para borcunu vadesinde ödemediğinde (temerrüdü oluştuğunda) sözleşme veya yasada belirlenen “gecikme faizi”ni ödeme yükümü altına girer. Dosya kapsamından davalı idare tarafından özellikle 2008 yılının Nisan ayından taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin sona erdiği tarihe kadar geçen sürede ödemelerin gecikmeli olarak yapıldığı sabit olup davacının bu nedenle gecikme faizi isteyebileceği açıktır. BK'nun 106-108 maddeleri gereğince alacaklı derhal ifadan vazgeçerek müspet zararının tazminini ya da akdi feshederek menfi zararının tazminini isteyebilir. Somut olayda sözleşme ayakta tutularak aynen ifa istenmiş olup davacı başkaca talepte bulunamaz. Hal böyle olunca mahkemece davacının sadece geç ödeme nedeniyle gecikme faizi isteyebileceğinin kabulü ile diğer kalemler yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 3,40 TL kalan harcın davacıdan alınmasına, peşin alınan 30,763,80 TL harcın istek halinde davalıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 5.3.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.