MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.K A R A RDavacı, davalı banka ile her yıl yenilenen avukatlık sözleşmesi yaptığını ve 2010 yılına kadar sözleşmenin devam ettiğini, takibini yaptığı icra dosyalarında satış aşamasına gelinmesine rağmen bankanın talebi ile vazgeçildiğini, bu dosyalardan dolayı sadece 3.000,00 TL vekalet ücreti ödendiğini, taraflar arasında düzenlenen avukatlık sözlemesinin Avukatlık Kanuna aykırı hükümler içerdiğini, bu nedenle özel yasa olan Avukatlık Kanununa aykırı sözleşme hükümlerinin yok hükmünde olduğunu ileri sürerek, takip ettiği icra dosyaları ile Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava dosyasından dolayı AAÜT gereğince hesaplanacak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 ücretin tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 702,6958 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Tavzih ve tashih kurumu HMUK ve HMK'da ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup bu düzenlemelere göre mahkemece, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların tashih yoluyla res'en veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir, (HMK 304) tavzihe ilişkin olarak ise, hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyorsa yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa tavzih kararı verilebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Asıl hükmü değiştirerek, hüküm sonucunu bertaraf edecek tavzih kararı verilemez. (H.M.K 305/2) Mahkemece, davalının talebi üzerine verilen tavzih kararı, dosya içeriği ve karar gerekçesi itibariyle H.M.K 305. maddesinde tanımlanan tavzih nedenleri arasında yer almamaktadır. Bu itibarla hükmü değiştirecek nitelikte tavzih kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HMUK'nun 438/7.maddesi gereğidir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentde açıklanan nedenlerle 06.05.2014 tarihli “Tavzih Kararı” nın KALDIRILMASINA, gerekçeli kararın hüküm başlıklı bölümünün altıncı bendinde yer alan “Davacı taraf vekille temsil edilmiş bulunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesine göre 1.500,00 TL nisbi ücreti vekaletin de davalıdan alınıp davacı tarafa ödenmesine" söz ve rakamlarının hükümden çıkarılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, 02/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.