Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.08.2006 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 14.12.2006 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:Dava, maden işletme iznine dayalı elatmanın önlenmesi istemiyle açılmıştır.Davalı taşınmazın adına tapuda kayıtlı olduğunu, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece dava, zilyetliğin korunması istemine ilişkin olduğundan söz edilerek görevsizlik kararı verilmiştir.Hükmü taraflar temyiz etmiştir.1-Davalı vekili 08.03.2007 günlü dilekçesiyle temyizden vazgeçmesi nedeniyle temyiz isteminin reddine,2-Davacının temyiz itirazlarına gelince;3213 sayılı Maden Kanunu'nun 6. maddesi hükmünce maden hakları, medeni hakları kullanmaya ehil T.C. vatandaşlarına madencilik yapabileceği statüsünde yazılı Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş, tüzel kişiliğe haiz şirketlere bu hususta yetkisi bulunan kamu iktisadi teşebbüsleri ile müesseseleri, bağlı ortaklık ve iştirakleri ile diğer kamu kurum, kuruluş ve idarelere verilir. Somut olayda davacı, madenlerin aranması, bulunması ve işletilmesi için verilen izne dayanarak davalının 3091 sayılı Yasa'dan yararlanmak suretiyle sağladığı men kararı ile çıkardığı muarazanın giderilmesini istemiştir. Davacının Maden İşleri Genel Müdürlüğümden edindiği ruhsat kendisine kişisel hak sağlar. Davalı ise Türk Medeni Kanunu'nun 683. maddesinde hükme bağlanan mülkiyet hakkına dayandığından, mahkemece çekişmenin 3213 sayılı Maden Kanunu'yla ve bu konudaki yönetmeliğin 21. maddesi hükümleri ile az yukarıda sözü edilen Türk Medeni Kanunu'nun 683. maddesi hükmü çerçevesinde görülerek giderilmesi yerine orta yerde şahsi hak sahibi ile mülkiyet hakkı sahibi arasındaki dava bulunmaktayken bunun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.Sonuç: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin reddine, 2. bent uyarınca hükmün (BOZULMASINA), peşin harcın yatırana iadesine, 25.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.