Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6319 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 15878 - Esas Yıl 2007





Taraflar arasındaki vekalet ücreti-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile düzenledikleri 25.2.2005 tarihli vekalet ücret sözleşmeleri gereğince davalının, dava dışı borçludan olan alacağının tahsili için iki adet icra takibi başlattığını, üstlendiği avukatlık görevini en iyi şekilde yerine getirdiği halde davalının 13.9.2005 tarihinde dosyaların aslı ile masraf makbuzlarının teslimi ve ibralaşmak üzere bir araya gelme teklifini içeren yazıyı gönderdiğini, taraflar arasında yapılan yazışmalar ve ihtarlar sonucu davalının 30.9.2005 tarihli yazı ile dosyalarla ilgili hiçbir işlem yapmamasını bildirdiğini, bu yazının haksız azil mahiyetinde olduğunu, haksız azil nedeniyle sözleşme ve tarife gereğince hesaplanacak bütün ücreti hak ettiğini, başlangıçta ödenen peşin kısımların düşülerek alacağının tespiti ile fazlası saklı şimdilik 6.000 YTL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacıyı azletmediklerini, davacıdan sadeci bilgi istedikleri halde davacının bunu vekalet ilişkisini sona erdiren hal olarak algıladığını, haksız yere istifa eden avukatın ücret isteyemeyeceğini, alacak tahsil edilmediğinden karşı yan ücretine hak kazanılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının haksız olarak azledilmesi nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan ücreti hak ettiği kabul edilerek alınan bilirkişi raporu doğrultusunda alacağının 24.914,13 YTL olarak belirlenmek suretiyle taleple bağlı 6.000,00 YTL'nin tahsiline karar verilmiş; hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, temyiz eden davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davalının 13.9.2005 tarihli ve davacının takibini üstlendiği icra dosyalarının aslı ile harcanan masraf makbuzlarının teslimi ve ibralaşmak üzere bir araya gelme talebini içeren yazısı, tarafların karşılıklı ihtarları ve davacı avukata icra dosyaları ile ilgili olarak hiçbir işlem yapmaması hususunu bildiren yazıları değerlendirildiğinde taraflar arasındaki vekalet aktinin davalı yanca sona erdirildiği ve bunun haksız azil mahiyetinde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Esasen davalı yan, davacının üstlendiği işi ihmal ettiğine dair bir iddia ve ispatta bulunmamıştır. Haksız olarak azledilen avukat, takip ettiği her dava ve takip için avukatlık ücretinin tamamına hak kazanır. (Avukatlık Kanunu 174/2 maddesi) Avukatın bu ücret alacağı kapsamında müvekkili ile arasında yapılan ücret sözleşmesi gereğince hesaplanan vekalet ücreti ile yasanın 164/son maddesi gereği aksine sözleşme yapılmadığı için avukata ait olacağı açıklanan ve hasma tahmil edilmesi gereken ücretin bulunduğunda da duraksama olmamalıdır. Esasen taraflar arasında düzenlenen 25.2.2005 tarihli vekalet ücret sözleşmelerinde tarife gereğince hesaplanacak ücretin davacı avukata ait olacağı da kararlaştırılmıştır. Yine sözleşmenin 3 nolu bendinde "her halükarda tarife gereğince hükmedilecek ücret vekile aittir. 1/B maddesinde yazılı ücret müvekkil şirketin takipten kısmen veya tamamen feragat etmesi, vekili azletmesi ve sair nedenlerde de kayıtsız şartsız olarak vekile ödenecektir." Düzenlemesi bulunmaktadır. O halde mahkemece üstlenilen takiplerdeki tahsil şartı aranmaksızın sözleşmenin 1/B maddesinde düzenlenen %10 oranındaki ek vekalet ücretinin de bilirkişi vasıtası ile hesaplanarak sözleşme ve yasa gereğince tarife üzerinden bulunacak vekalet ücreti ile birlikte davacının alacağı belirlendikten sonra hasıl olacak sonuca göre taleple bağlı kalmak kaydıyla bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 8.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.