MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalıdan bonoya dayalı olarak alacaklı olması nedeniyle önce kambiyo senetlerine mahsus takip yaptığını,davalının icra mahkemesinde açtığı dava ile bonoda keşide yeri bulunmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi üzerine ilamsız takip yaptığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı davanın reddini dilemiştir.Mahkemece davacının Alman vatandaşı olması nedeniyle davacıya verilen kesin süreye rağmen bu teminatın yatırılmadığı,HMK 114/1-ğ teminat gösterilmesinin dava şartı olarak sayıldığı, 115/2. maddesine göre dava şartının bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 18.11.2013 tarih : 2013/19360 Esas ve 2013/28373 Karar sayılı ilamı ile ile kararın bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece; davanın kabulü ile itirazın iptaline, %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davacı eldeki dava ile davalıdan bonoya dayalı olarak alacaklı olduğunu, kambiyo senetlerine mahsus takip yaptığını,davalının icra mahkemesinde açtığı dava ile bonoda keşide yeri bulunmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi üzerine söz konusu alacağın tahsili amacıyla başlattığı ilamsız takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı; davacı ile aralarında ticari bir ilişki olmadığını, söz konusu belgeyi imzalamadığını, belgenin sonradan doldurularak haksız menfaat elde edilmeye çalışıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece alınan 23.06.2014 havale tarihli bilirkişi raporuna göre imzanın davalıya ait olduğunun belirlendiği, esasen bu durumun mahkemenin de kabulünde olduğu görülmektedir. Açıklanan şekli ile anılan belge, borç ikrarını içeren adi senet hükmündedir. Bu durumda ispat külfeti davalıdadır. Bununla birlikte davalı cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmıştır. Hal böyle olunca, mahkemece davalıya yemin delili hatırlatılarak hâsıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 16.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.