Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6253 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26842 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacılar, davalı tarafından haklarında yapılan icra takibinin dayanağı taşınmaz satışına ilişkin belgenin resmi şekil şartına uygun olmaması nedeniyle sözleşmenin ve sözleşmedeki cezai şartın geçerli olmadığını, ayrıca sözleşmedeki imza ve parmak izinin kendileri ve murislerine ait olmadığı gibi sözleşmede muhtar ve iki azanın imzasının bulunmadığını, davalının geçersiz sözleşmeye dayalı cezai şart talep edemeyeceğini iddia ederek; borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, icra takibine konu sözleşmenin geçerli olduğunu, davacı tarafın sözleşmeye göre borcunu ödediğini ispat etmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, taraflar arasında yapıldığı iddia edilen harici taşınmaz satış sözleşmesinin ifa edilmemesi nedeniyle ödenen satış bedeli ve sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın tahsili amacıyla, davalı tarafından davacılar aleyhine yapılan icra takibini nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı, davacı ... tarafından imzalandığı ve diğer davacının murisi Fadik Söz tarafından parmak izi basılmak suretiyle harici taşınmaz satış sözleşmesinin yapıldığını, sözleşmeye göre 3.000 Euro satış bedelinin ödenmesine rağmen tapu devrinin yapılmadığını ileri sürerek, satış bedeli ve sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın tahsili amacıyla icra takibi yapmıştır. Dosyada mevcut 26.10.2003 tarihli “Gayrimenkul Hisse Satış Sözleşmesi” başlıklı belgeye konu sözleşmenin davacı ...'e atfen satıcı sıfatıyla imzalandığı, diğer satıcı olarak ismi yeralan Akgül Söz ve Fadik Söz'e atfen parmak izlerinin basıldığı, davalının sözleşmeyi alıcı sıfatıyla imzaladığı, sözleşmede kararlaştırılan satış bedeli olan 3.000 Euro'nun davalı alıcı tarafından davacı ...'e teslim edildiği, sözleşmeden cayılması halinde ödenen bedelin 3 katını satıcının iade edeceğine dair cezai şart kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamı itibariyle dava konusu satış sözleşmesinin konusu olan taşınmazın tapulu taşınmaz olup olmadığına dair tapu kaydının tüm tedavülleri içerir şekilde dosya içinde bulunmadığı görülmüştür. Tapusuz taşınmazların harici satışı menkul satışı hükmünde olması itibariyle taşınmazın zilyetliğinin de devri halinde harici satış sözleşmeleri geçerli ise de, tapulu bir taşınmaz malın mülkiyetinin başkasına devri ya da devir vaadini öngören sözleşmelerin geçerli sayılması, Borçlar Kanunu 213, Tapu Kanunu 26, Noterlik Kanunu 60 ve Türk Medeni Kanunu’nun 706. maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir ve doğrudan gözönünde tutulur. O halde harici satış sözleşmesinin konusu olan taşınmazın satış tarihi olan 26.10.2003 tarihi itibariyle tapulu olup olmadığı kesin olarak anlaşılamadığından, mahkemece öncelikle bu hususta araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir. Yapılacak inceleme sonucunda satış tarihi itibariyle taşınmazın tapusuz olduğu ve davalıya zilyetliğinin satış tarihi itibariyle devrinin yapıldığının tespit edilmesi halinde, tapusuz taşınmazların haricen satışına ilişkin sözleşmenin geçerli olduğu, aksi halde satış tarihi itibariyle taşınmazın tapulu olduğunun tespiti halinde satış sözleşmesinin geçerli olmaması nedeniyle davalının sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedelini talep edemeyeceği ancak sözleşmede satış bedeli olarak ödenen 3.000 Euro'nun sözleşmeyi imzalayan satıcıdan talep edebileceği gözetilerek, davacı ...'ün imzanın kendisine ait olmadığına dair itirazları da bu kapsamda değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayalı olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklandığı üzere bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 24,30 TL harcın istek halinde iadesine, 2.3.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.