(YİBK. 10.7.1940 tarih ve E. 1939/2, K. 1940/77 sayılı) Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacılar murislerinin 14.3.1963 yılında davalıların murisinden 1 adet arsa satın aldığını, aldığı arsayı kat karşılığı vermek suretiyle 1 adet daireye sahip olduğunu davalının murisinin hukuki ehliyeti olmadığından bahisle açtığı tapu iptal ve tescil davasını kazandığını, dairenin tapusunun iptal edilerek davalı adına tescil edildiğini belirterek murislerince arsanın alımı tarihinde ödedikleri toplam 16.050 TL satış bedelinin 6.248.000.000 TL olarak tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davacıların davasının reddini dilemiştir. Mahkemece davacıların davasının kısmen kabulü ile 3.657.176.133 TL.nin davalıdan tahsiline faiz ve fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş olup, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- 10.7.1940 tarih ve 1939/2 E. 1940/77 sayılı içtihadı Birleştirme Kararı gereğince satıştan dönüldüğünde alıcı kendisine teslim edilen taşınmazın zilyetliğini iade etmedikçe ödediği bedelin iadesini isteyemeyeceği gibi satış bedeli içinde faiz isteyemez. Somut olayda mahkemece verilen 14.11.2001 tarihli kararla davacıların taşınmaza vaki müdahalenin menine, taşınmazdan çıkarılarak tevhitli davanın davacısına (satıcıya) teslimine karar verilmiş; hükmün bu bölümü Dairemizin 2002/6533-7908 sayılı ve 27.6.2002 tarihli bozma ilamı kapsamı dışında kalarak kesinleşmiştir. Hal böyle olunca davacıların meni müdahale kararının kesinleştiği tarih olan 7.11.2002 tarihinden itibaren satış bedeline faiz isteme hakkının doğduğunun kabulü ile davacı alacağına bu tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesi gerekirken faiz isteminin reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne varki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK.nun 438/7. maddesi hükmü gereğidir. Sonuç : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle kararın hüküm bölümünün 2. fıkrasının 3. bendinde geçen "Davacılar halen taşınmazının fiili hakimiyetleri altında bulundurduklarından ödenen satış bedelinin hüküm kesinleştiği tarihteki ulaştığı değere faiz yürütülmesi yönündeki taleplerinin bu nedenle reddine" cümlesinin çıkartılarak yerine "hüküm altına alınan 3.657.176.133 TL.ye 7.11.2002 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine" cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile (ONANMASINA), onama harcın peşin harcından çıkartılmasıyla arta kalan 39.900.000 liranın istek halinde iadesine, 375.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davacılardan alınarak davalıya ödenmesine, 28.4.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.