MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.K A R A RDavacı, davalı şirket ile 31/01/2010 tarihli sözleşme ile ... ili, .... ilçesi, .... köyü, 3270 ada, ... pafta, 14 parselde kayıtlı B Blok, 228 nolu ve 02.04.2011 tarihli sözleşme ile 227 nolu taşınmazları satın aldığını, taşınmazların kendisine teslim edildiğini, teslim edilen konutların 150 metrekareden düşük olup, kdv sinin %1 olması gerektiğini, ancak davalı şirket tarafından keşide edilen 13/01/2012 tarihli faturalarda %18 oranında kdv alınarak fazladan 82.168,76 TL ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek fazladan ödediği bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.Davalıya, dava dilekçesi tebliğ edilmemiş, davalı cevap vermemiştir.Mahkemece, davaya konu edilen taşınmazın ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 3270 ada, ... pafta, 14 parselde bulunduğu, taşınmazın bulunduğu yer itibariyle bu davaya bakmakla yetkili mahkemenin ... Tüketici Mahkemeleri olduğu belirtilerek yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 122. maddesinde, “Dava dilekçesi, mahkeme tarafından davalıya tebliğ edilir. Davalının iki hafta içinde davaya cevap verebileceği tebliğ zarfında gösterilir.” hükmü, aynı kanunun 137. maddesinde de, “Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede, dava şartlarını ve ilk itirazları inceler.” hükmü bulunmaktadır. Yine aynı Kanunun “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19. maddesinin 2. fıkrasında, “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” 4. fıkrasında da, “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir.” düzenlemesi mevcuttur. Görüldüğü üzere, davanın açılmasını müteakiben dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek davalıya cevap ve ilk itirazlarını sunma hakkı tanınması gerektiği, mahkemece dava şartları ve ilk itirazların da, dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesinden sonra inceleneceği Kanunda açıkça belirtilmiştir. Mahkemece, söz konusu kanun hükümlerine aykırı olarak taraflara tebligat çıkarılmaksızın doğrudan yetkisizlik kararı verilmiştir. Oysa ki HMK.da yetkinin kesin olmadığı hallerde, yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi kabul edilmiş olup, dava konusu olayda da kesin yetki söz konusu olmadığından, mahkemenin yetkili mahkemeyi resen belirleyip, yetkisizlik kararı vermesi mümkün değildir. O halde açıklanan hususlar göz ardı edilerek, mahkemece taraflara tebligat çıkarılmadan, yazılı şekilde resen yetkisizlik kararı verilmiş olması, az yukarıda değinilen yasa hükümlerine aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 27/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.