Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6113 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8899 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalıya ait dört adet taşınmazın 17.000.000 dolar bedelle satışına aracılık etmek üzere sözleşme yaptıklarını, bu satış için müşteri bularak davalı ile tanıştırdığını, davalının aracılık ücreti ödememek amacıyla sözleşme süresinin sonuna kadar işi uzatarak sözleşme bitiş tarihinden sonra hasılat paylaşım sözleşmesi yaptığını, kendisinin üzerine düşen aracılık hizmetini ifa etmesi nedeniyle ücrete hak kazandığını,bu alacağın tahsili amacıyla Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2008/15485 Esas sayılı dosyası ile yaptığı icra takibinin 499.999 TL kısmına vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen dava ile aynı sözleşme kapsamında doğan alacağınını tahsili amacıyla Bursa 1.İcra Müdürlüğünün 2008/10485 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibinde bulunduklarından bahisle prokolden kaynaklanan 1 milyon USD tellallık alacağından 499.999,40 TL (327.890 USD karşılığı) alacağın ihtarname tarihi olan 31.08.2005 tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş Davalı, davacı ile yapılan sözleşmede sözleşme süresi içinde peşin ödenecek bir satış bedeli üzerinden tapuda satışın yapılması şartının kararlaştırıldığını, davacının bu süre içinde peşin satış yapılmasını sağlayamaması nedeniyle ücrete hak kazanamadığını savunarak davanın reddi ile lehine kötüniyet tazminatına hükmolunmasını talep etmiştir.Mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-HUMK’nun 388 ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup, davaların birleştirilmesi durumunda da, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, hüküm kısmında her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur. Somut olayda mahkemece asıl ve birleşen davalar yönünden HUMK’nun 388 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre, davacı ve davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 27,70 TL'şer harcın taraflara iadesine, 29/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.